Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hürriyetlerimizin sınırı, etrafımızdaki demir parmaklıklarla çevrilmiştir.
Sayfa 396 - Remzi kitapeviKitabı okudu
Atatürk’ün şef ve kahraman olarak önderliği,millî kurtuluş savaşı içindeki memleketlerin semalarında yaşatılmalıdır. Çünkü o, bir milli kurtuluş hareketinin askeri siyasi ve sosyal tam nümunesini vermiştir. Üniformaların, şekillerin içinde değil milletin sinesinde kalmasını bilmiştir.
Sayfa 393 - Remzi kitapeviKitabı okudu
Reklam
İnkılâp, halk için, fakat halka rağmen bir harekettir.
Sayfa 373 - Remzi kitapeviKitabı okudu
O büyük vatan mutlaka doğacaktı. Bütün bağımsız Türk ülkelerini, kendi bayrağı altında toplayacak olan büyük ve güçlü vatan: Turan...
Sitâre de bir sultandı. Gönlümün sultanı… Belki ezelden birbirimize nasibolmak için yaratılmıştık.
yenilen ve tılsımını kaybeden devlet varlığımızı, yaralı milletimizi, ancak ilkokul hocaları kurtaracak.
Reklam
Sen kaynağı ara, asıl kaynağı… Bu kaynağa ya varır, ya varamazsın. Yahut da vardım zanneder, kendini bir şövalye sanırken, bu hayat sirkinde ömrünün sonuna kadar, bir palyaço kılıcı sallar durursun. Ama öyle de olsa yol, kaynağa götüren yoldur… Sen onu ara yavrum, sen suyu ara…
"Bizim Azerbaycan'ın alınyazısını toprağın üstü değil altı tayin eder..."
Bütün bu karışık düşünceler içinde yarı çocuk ruhum,sanki kanatlanıyor gibiydi...
Tabiat ana hem zalim, hem lütufkârdır. O, ne sever, ne de acır. O, yalnız kendi kanununa uyar. Soğuk dondurur. Sıcak yakar. Fırtına dalları kırar, gövdeleri devirir. Hasarat hakkını ister. Adına "çiftliğim" dediğim şu bir avuç varlık, adına tabiat kanunları dediğimiz o haşarı kudretin elinde savrulur durur. Ama insan denilen yaratık, yılmaz ve toprak ana her seferinde emreder: — Yeniden başla! Her gelen afet karşısında sizin hakkınız, sadece bir anlık acı bir tebessümden ibarettir. Güler, geçer ve yeniden başlarsınız.
Sayfa 403 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
Epiktetos’un kandili ;
Kaybettim deme, geri verdim de! diye söze başladı Sonra: Hayat, bir ziyafetten başka bir şey değildir. Yemek ne kadar sürmüşse, ziyafet orada biter. Kolun bu sofrada nereye kadar uzanmışsa, nasibin o kadardır.
Sayfa 399 - Remzi KitabeviKitabı okudu
acaba hayat onun dilediği gibi akar da bir gün bu kapılar açılır ve ona: buyur arkadaş! Artık söz senindir, vaat ettiğin dünya cennetini yap! derlerse ne olacaktı?
Halk, ideolojinin, bir fikir sistemi olarak daima dışındadır. O, şiarları sadece benimser. Bu şiarlar, sadece hareket formülleridir. Halk, dinlerin kendisine vaat ettiği cennetler gibi, inkilapların da yalnız basit ve anlaşılması kabil olan hedeflerini arar. Bu hedefler ise, ister istemez bir fikir temelinden ziyade, şartlara, hislere göre işlenirler.
Sayfa 373 - Remzi KitabeviKitabı okudu
- Nereye gidiyorsun? diye uludu... Nereye gidiyordum? Fakat nereye gittiğimi ve bir gün yolumun nerelere çıkacağını ben biliyor muydum ki?.. - Bilmiyorum yoldaş, dedim, nereye gittiğimi bilmiyorum...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.