Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sevde

Sevde
@svdenur
“ Odamda beni kitaplarım bekler. Bu yegâne tesellidir. “ instagram.com/aamorfatiiii?ig...
Babamla dünyanın en güzel akşamında, dünyanın en güzel evinde, dünyanın en güzel uykusunu uyuyorum. Bir daha öyle bir uyku olmadi hayatımda. Şimdi babam yok ve ben de yetimim.
Reklam
Bizim kalplerimize insanlığı kim verecek?
Eskiden ölülerini gömmeyip, bir kulenin tepesine, açığa bırakan kavimler yaşardı bu topraklarda. Topluluğun rahipleri kuleye gizlenip, yırtıcı kuşların ölüleri nerden yemeğe başladığını izlerdi. Akbabaların ölüleri yediği kulenin adı: "Sessizlik Kulesi”. Türkiye'yi koca bir "Sessizlik Kulesi" yaptık en sonunda... Ölülerimizi zalimler yesin diye inşa ettiğimiz bir kule artık ülkemiz. Saklanıp bir şeylerin arkasına, dilsiz rahipler gibi bakıyoruz ölülerimize.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tüm bunları ben mi yaşamıştım Tanrım?
Hayatımız, "bir yumağın sürekli sarılmasıdır". Yaşadığımız her şey, ardımıza takılıp gelmekte ve doğal olarak da birikmektedir. Yol boyunca ne yaşandıysa toplamaktadır çünkü. "Bugün" diye adlandırdığımız şey, "geçmiş ve geleceğimizin toplamıdır". Yani geçmişimiz; elimizden uçup gitmiş, kaybolmuş bir zaman değildir. Şimdiki zamanın içinde duran, bekleyen bir şeydir.
Reklam
Ütopyalılar icin aslolan yasalar e insan doğasıdır. iyilik ve güzel huy, insanlan her türlü anlasmadan daha sıkı bir şekilde birbirlerine baglar: insanlarn birbirlerine kalpten verdikleri sözler, kelimelerin yaptırımlarından çok daha güçlüdür.
İnsan çevresini mutlu etmeye neden kendin den başlamasın? Çünkü doğa seni başkalarına karşı iyi olma konusunda uyarıyorsa. Aynı doğa niçin seni kendine karşı acımasız ve sert olmaya yönlendirsin?
Hiçbir yararı olmayan altının, onu imal eden insandan daha değerli görülmesine hayret ederler. Kafası bir ağaç kütüğünden farksız olan, üstelik kötü kalpli ve çılgın birine sadece bu madene çok miktarda sahip olduğu için bir yığın akıllı ve iyi kalpli insanın hizmet etmesini anlayamazlar.
Ütopyalılar, yıldızlara veya güneşe bakmak dururken insanın bir mücevherin ya da bir taşın sahte ihtişamına nasıl bu kadar kapılabildiğine şaşırırlar.
Bütün canlıları aç gözlü ve haris yapan yoksulluk korkusudur; ama insanı korkudan başka diğerlerinden üstün olmak ve aşırıya kaçmak arzuları da açgözlü yapar.
Reklam
İnsanın gereğinden daha fazla giysisi olması onu daha sıcak tutacak ya da daha şık gösterecek değil ya . Görüldüğü gibi onlar yararlı işlerde çalışarak ve küçük şeylerle yetinerek hiçbir şeyin kıtlığını çekmemektedirler.
Toplumda bir kez özel mülkiyet oldu mu, insanlar en fazla mülkiveti elde edebilmek için bütün vollan, diger insanlar yoksul birakmak pahasima denerler ve bu da bir kısım insanın zengin, diğerlerinin de yoksul olmasına sebep olur.
Halka mümkün olduğunca az mal mülk vermek kralin menfaatinedir; halka servet ve özgürlük verilmemesi kralın yararınadır; zenginlik ve özgürlük, adaletsiz ve zalim hükümetlere karşi halki tahammülsüz yapar; halbuki zorunluluk ve yoksulluk nefsi köreltir, sabırli olmalarinı sağlar, ruhlarinın yücelmesine neden olur; aksi takdirde halk isyan çıkarmak isteyebilir.
Sevgi kuş misaliydi; bazen bir kanat çırpışıyla geldiği gibi, yine bir kanat çırpışıyla gidiyordu.
Sayfa 101Kitabı okudu
Yaşamayacağım hayatların, Asla çıkamadığım seyahatlerin, Hiç görmediğim yüzlerin hayalini kuruyorum.
688 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.