Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

SuaY

SuaY
@taau
İnsan, şerri de hayrı istediği gibi ister. İnsan pek acelecidir! (İsra Suresi, 17/11. Ayet) Maduru çok, âlimi yok bir sorudur: "Ben ne yapacağım benimle?" Feridüddin-i Attar
Bu fena mülküne ibretle nazar kıl, ey can, Gafleti eyle heba, hali değildir meydan. Hani Sultan Süleyman, hani İskender han? Sat hezar ömrü sürür ile geçir sen bir an. Ne güle, bülbüle bakî a gözüm bağ-ı cihan, Kime yâr oldu muradınca felek-i devr-i zaman Ey can! Yok olacak bu âleme ibretle bak. Gafletten kurtul, meydan boş de­ğildir Sultan Süleyman ve İskender Han neredeler? Yûzbin senelik ömrü neşe içinde geçirsen de, aslında hepsi "bir an"dan ibarettir. A gözüm! Cihan denen bu bahçe ne güle, ne bülbüle kalacaktır. Zaten felek, kime isteğine göre yâr olmuştur.
Reklam
"İnsan ebedi mi? " diye soruyordum kendime. Adına dünya dediğimiz bu durağı, derin bir üzüntüye kapılmadan seyretmek acaba mümkün mü? Nereden geldik? Nereye gidiyoruz?
Sayfa 15
suçlu çağ desem / hayat desem / fazla geniş bir çerçeve / o zaman bütün suçları yükleriz ona / kaçarız kaçabildiğimiz yere
Sayfa 116

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
kitaplara sığınarak kaçılabilir mi sevmeyi ve sevilmeyi bilmeyen sevgililerin anlayışsızlıklarından / kitaplara kaçırılabilir mi sevgililer / ya da kitaplardan sevgili kaçırılabilir mi tıpkı bir kız kaçırır gibi saraydan / insan bu hengâmede kafayı kaçırabilir mi ya da / ne olup bittiğini anlamadan
bana söyle / nedir / ellerimde biriken hüznü silkelemenin yöntemi
Sayfa 105
Reklam
Öyle büyük umutlarım olmadı benim, büyük düşlerim, özlemlerim, büyük beklentilerim olmadı. Koşullarım beni oluşturdu ben acılarımı buldum. Herkes gibi yaşasaydım eğer, yaşamı onlar gibi görebilseydim çarşılar yeterdi avutmaya beni. Bir gömlek, bir ayakkabı, bir elbise; bir yemek lokantalarda; televizyon, halı, masa ve daha nice eşya yeterdi yalnızlığı örtmeye, kendimi göstermeye, varolmaya, 'dar çevre yitikleri'nde önem kazanmaya...
Erken ne demek? Tüm ölümlüler gibi yarını kendinin sanmışsın! Elinde olan sadece şimdiki zamandır oysa!
Ölüm kadar göz önünde ve ölüm kadar gözlerden uzak, ne vardır ki?
Sayfa 53
Duyduğumuz dehşet hissi öylesine büyük ki, dağlarda dünyadan bîhaber çobanlar olsaydık, bunları görmeseydik, duymasaydık, diyoruz.
İhtiyar dünyanın, zillet dolu günleri tepemizde Demokles’in zalim kılıcı sanki… Ufkumuz kararmış, kalbimiz taş, gözlerimize mil çekilmiş âdetâ… Kendimizden, kendi öz ve süflî menfaatlerimizden başka görebildiğimiz, düşünme haysiyeti gösterebildiğimiz hiçbir mesele ve hiçbir değer yok gibi…
Reklam
Bazan haziran sıcağı gibi çöker bir şey. Bakış bozulur, eşya bulanıklaşır. Altından kalkamazsın. El yordamı da fayda vermez. Duvarlar cam kırıklarıyla dolu ve pütürlüdür. Şeytan yakında bir yerde karargah kurmuş ve bizimle savaşa başlamıştır. Çoğu zaman karşımızda neyin bulunduğunu kavrayamayız. Bir sınav labirentinde olduğumuzu da.
Sayfa 11 - undefined
Geri1178
2.683 öğeden 2.671 ile 2.683 arasındakiler gösteriliyor.