Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TAĞUT
TAĞUT ‘’Arapça ‘tağut’ kelimesi, sözlük anlamıyla, sınırları herkes için kullanılır. Kur’an bu kelimeyi, Allah’a isyan eden, llah’ın kullarının hakimi ve mâliki olduğunu iddia eden ve onları kendi kulu olmaya zorlayan kimse için kullanılır’’(Mevdudi,Tefhimu’l-Kur’an,1/202) ‘’Tağut’ kelimesi gerçeği çiğneyen, hak sınırlarını aşan her türlü
Tağut (Tuğyan) :
Tâğut, yeryüzünde İslâm Dîni’ne yani Allâh’ın kanun ve yasalarına isyân ederek başkaldırmak sûretiyle haddi aşan ve aştıran, insândan devlete, güçten otoriteye, nefisten şeytâna, puttan kâhine kadar, canlı veya cansız, soyut veya somut her türlü şeyin ortak adıdır.
Reklam
Kainatın o muazzam gücüne karşı tuğyan etmek ve "kendi yonttuğunuz şeylere" teslim olmaktır. Bu "kendi yonttuğunuz şeyler" ne olursa olsun. İster Lat, ister Uzza, ister araba, ister erdem, ister sermaye, ister kan, isterse soy veya sınıf olsun ; fark etmez, her dönemde bunlar "Allah'a" karşı birer tağut olmuştur.
"Kim tağutu azgınlığı reddederek Allah'a inanırsa kopması sözkonusu olmayan sapasağlam bir kulpa yapışmıştır" Bakara/256 "Tağut" "tuğyan (azgınlık)" kökünün anlamdaşıdır. Sağduyuya ters düşen, gerçeği çiğneyen, Allah'ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce,sistem ideoloji anlamına gelir. ilkelerini yüce Allah'ın dayandirmayan her sosyal sistem, yüce Allah'ın buyruklarından kaynaklanmayan her kurum, her düşünce, her edep kuralı ve her gelenek bu kategoriye girer. Kim hangi biçimde karşısına çıkarsa çıksın,bunların tümünü kökünden reddederek Allah'a inanır ve ilham kaynağı olarak sadece Allah'ı bilirse o kimse kurtuluşa ermiştir. Ayette bu kurtuluş "kopması söz konusu olmayan,sapasağlam bir kulpa yapışmak" durumu ile somutlaştırılmıştır.
Sayfa 465
İnsanın serbest iradesiyle tercih ettiği ama fıtratının/doğasının aleyhinde olan alkol veya esrar içmek gibi davranışları olabilir. Ama bu davranışlar veya alışkanlıklar, Allah'a secde ederek veya tesbih ederek itaat eden insanın organik yapısını bozar, işlevlerini dumura uğratır; dolayısıyla da insan biyolojisinin tabii yaşamına karşı zulüm oluşturur. Bu noktada "Biz güçlüyüz atom bombası atarız!" diyen müstekbirler ile; "Vücudum benim, ben alkol içerim, homoseksüel ilişkide bulunurum veya intihar ederim." diyen emansipasyon/ölçüsüz özgürlük taraftarı kişinin sapması da benzer niteliktedir; çünkü her iki tavırda da hak ölçü ile yaratılan eşyanın tabiatı değiştirilmeye çalışılmaktadır. Eşyanın tabiatını savunmak, eşyanın ölçüsünü/kaderini savunmak demektir. Eşyanın tabiatını veya kaderini bozmak, "ekini ve nesli ifsat" (2/205) etmeye kalkışmak demektir ki bu da azgınlık veya tuğyandır. Oysa vahye teslim olan Müslümanlar her şeyi ölçü ile yaratan ve bize hayatın ölçüsünü gösteren Allah karşısında gayb katından tabiat alanına, bilginin kaynağından hukuk alanına kadar her tür ululanmayı ve kayıtsızlığı tuğyan, ululananları da tağut olarak görüp karşı çıkmak sorumluluğundadırlar. Müslümanların zulme karşı tavır almaları en başta yaratılış kanunlarını doğru algılamaları, yaratıcının istikametine uymaları ve bu ilahi kanunlara sahip çıkmalarından kaynaklanmaktadır. Eşyanın tabiatını savunmak, barışı/esenliği ve adaleti savunmak demektir.
Kâinatın o muazzam gücüne karşı tuğyan etmek ve "kendi yonttuğunuz şeylere" teslim olmaktır(tağut). Bu "kendi yonttuğunuz şeyler" ne olursa olsun. lster Lat, ister Uzza, ister araba, ister erdem, ister sermaye, ister kan, isterse soy veya sınıf olsun; fark etmez, her dönemde bunlar "Allah'a" karşı birer tağut olmuştur.
Reklam
"Tâğût", tuğyan" (azgınlık) kökünün anlamdaşıdır (sinonimi). Sağduyuya ters düşen, gerçeği çiğneyen, Allah'ın kulları için çizdiği sınırı aşan düşünce, sistem ve ideoloji anlamına gelir. Bu düşüncenin, sistemin ve ideolojinin Allah'a inanmaktan, O'nun koyduğu şeriatından kaynaklanan bağlayıcı bir kuralı bulunmaz. İlkelerini yüce Allah'ın direktiflerine dayandırmayan her sosyal sistem, yüce Allah'ın buyruklarından kaynaklanmayan her kurum, her düşünce, her edep kuralı ve her gelenek bu kategoriye girer. Kim, hangi biçimde karşısına çıkarsa çıksın, bunların tümünü reddederek Allah'a inanır ve ilham kaynağı olarak Allah'ı bilirse o kimse kurtuluşa ermiştir.
Sayfa 18
♦️Allahû Teâlâ'nın hükümlerine karşı tuğyan eden siyasi otoriteler insanları, dalaletin karanlığına doğru çekerler. Hem bu dünyada, hem Ahirette işkenceye ve azaba uğramalarını sağlarlar. İslâm dininin hükümlerini inkâr eden bütün ideolojiler Tağut hükmündedir. Kur'an-ı Kerim'de; ♦️"Allah, iman edenlerin velisidir (yardımcısıdır). Onları karanlıktan (kurtarıp) nura çıkarır. Küfredenlerin velisi ise Tağut'tur. O da kendilerini nurdan (ayırıp) karanlıklara çıkarır. Onlar (Tağut ve ona tabi olanlar) Cehennemin arkadaşlarıdır. Onlar orada, bir daha çıkmamak üzere ebedi kalıcıdırlar" #Bakara_257 buyurulmuştur. ♦️Günümüzde Allahü Teâlâ'nın indirdiği hükümleri bir kenara bırakarak, "Hakimiyet kayıtsız ve şaftsız insanındır" sloganına sarılan ve insanların çoğunun rızasına göre kurulduğu iddia edilen siyasî otoriteler, iktidar haline gelmişlerdir. Bu siyasi otoritelerin Tağut hükmünde olduğu asla unutulmamalıdır. Daha açık bir ifade ile İslâm nizamının dışındaki bütün sistemler "Tağuti" özellikleri taşırlar. Kelime-i Şehadet getiren ve günde beş vakit ezânı dinleyen her mükellef bu mahiyeti asla unutmamalıdır. İnsanları Tağutî güçlere karşı cihada teşvik etmeyen ve bu uğurda gayret sarfetmeyen kimseler ne kadar ilim sahibi olursa olsunlar, kat'iyyen âdil değildirler. Dolayısıyla onların fetvaları ile amel edilemez. ☝️ @tevhid_dini
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.