Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
MÜSLÜMAN SAATİ
İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”ten kastımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu hayat
"Ve geçmiş musibetli, elemli günlerini tahattur etse, zevâlinden bir manevî lezzet hisseder ki, "Elhamdulillâh, Şükür, o belâ sevabını bıraktı, gitti" der, ferahla teneffüs eder. Demek bir saat muvakkat elem, ruhta bir mânevî lezzet bırakır ve lezzetli saat, bilâkis, elem bırakır." -Risale-i Nur
Reklam
Ahmet Haşim
Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar, Dalmış üstündeki kuşlar yâda Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyâda!
Hayırlı bayramlar
Bu makam yazıldığı zaman Kurban Bayramı geldi. Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber’lerle nev-i beşerin beşten birisine, üç yüz milyon insanlara birden Allahu ekber dedirmesi; koca küre-i arz, büyüklüğü nisbetinde o Allahu ekber kelime-i kudsiyesini semâvâttaki seyyarat arkadaşlarına işittiriyor gibi, yirmi binden ziyade hacıların Arafat’ta ve iydde beraber birden Allahu ekber demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın bin üç yüz sene evvel âl ve sahabeleriyle söylediği ve emrettiği Allahu ekber kelâmının bir nevi aks-i sadâsı olarak, rububiyet-i İlâhiyenin Rabbü’l-Arz ve Rabbü’l-Âlemîn azamet-i ünvanıyla küllî tecellisine karşı geniş ve küllî bir ubûdiyetle bir mukabeledir diye tahayyül ve his ve kanaat ettim. Sonra, acaba bu kelâm-ı kudsînin bizim meselemizle dahi münasebeti var mı diye tahattur ettim. Birden hatıra geldi ki: Başta bu kelâm olarak sâir bâkiyat-ı salihat ünvanını taşıyan Lâ ilâhe illâllah, ve’l-hamdü lillâh ve Sübhanallah gibi şêairden çok kelâmlar cüz’î ve küllî, meselemizi ihtar ve tahakkukuna işaret ederler. Meselâ; Allahu ekber’in bir vech-i mânâsı Cenâb-ı Hakkın kudreti ve ilmi herşeyin fevkinde büyüktür; hiçbir şey daire-i ilminden çıkamaz, tasarruf-u kudretinden kaçamaz ve kurtulamaz. Ve korktuğumuz en büyük şeylerden daha büyüktür. Demek haşri getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediye yi vermekten daha büyüktür. R.N.K
Ahmet Haşim - Bahçe
Bir Acem bahçesi, bir seccade Dolduran havzı ateşten bade. Ne kadar gamlı bu akşam vakti Bakışın benzemiyor mutade. Gök yeşil, yer sarı, mercan dallar Dalmış üstündeki kuşlar yâda. Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyada.
Nerden geldim? Niçin geldim? Nereye gideceğim? Sorularına cevap bulmadan, dışında cennetlik saçsan da manen içinde cehennem tohumu gibi filizlenip büyüyen bir manevi zakkum ağacı tadında bir sancı ile ruhun ve kalbin vaveylalar koparıp feryadı figan edip sevdiklerinden ırak olma duygusu altında ezilip maziden gelen acılarla, istikbalde gelecek endişelerle bulunduğundan nimetler bir nikmet olacak. Habersiz başkasının bahçesinde gezip de bana bahçe sahibinden  bahsetmeyin diyen hırsızlık psikolojisi ile hareket eden adamın ahvali gibi kendisi de dünya bahçesinde, bahçe sahibinin adından dahi rahatsız olup küfrü mutlakta sonsuz bir cehennemine odun taşıyan ve Ebu Leheb yandaşları da karısı gibi cehennemde kendi azığını bu dünyada götürecekler. Küfrün ne kadar dehşetli tahribat yaptığını akıl tahattür edemez ve ancak sonsuz cehennem temizler. Bazen ateş sudan daha ziyade temizlik yapar. Ve onları belki de ateş bile temizleyemeyecekler..
Reklam
MÜSLÜMAN SAATİ
İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. “Saat”ten kastımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz olduğu gibi, bu üslub-ı
Said Nursi'den Mutlu Evlilik Sırları İnsanın şahsi hayatını ve toplum hayatını düzenleyen en önemli kurumların başında aile hayatı gelir. Bir toplumun aile hayatı bozuksa, o toplumun da insanlığa yapacağı katkı yok denecek kadar azdır. Boşanmaların hızla arttığı, aile içi huzursuzlukların yaşandığı günümüzde evlilik müessesi ve onun hangi
Olmuyor mu?
Insanlığın üçten birisini teşkil eden gençler, hevesatları galeyanda, hissiyata mağlup, cüretkâr, akıllarını her vakit başına almayan o gençler, âhiret imanını kaybetseler ve cehennem azabını tahattur etmezlerse; hayat-ı içtimaiyede ehl-i namusun malı ve ırzı ve zayıf ve ihtiyarların rahatı ve haysiyeti tehlikede kalır. Asa-yı Musa 46
Bir Acem bahçesi, bir seccâde, Dolduran havzı ateşten bâde... Ne kadar gamlı bu akşam vakti... Bakışın benzemiyor mu'tade. Gök yeşil, yer sarı, mercân dallar, Dalmış üstündeki kuşlar yâda; Bize bir zevk-i tahattur kaldı Bu sönen, gölgelenen dünyâda!
169 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.