Merhabalar, bugün canım şairim Orhan Veli, Melih Cevdet Anday ve Oktay Rifat tarafından yazılmış olan ve şiirimizde büyük çığır açan "Garip" adlı eserle geldim. Bir dönem edebiyat dünyasını sallayan bir akım olan Garip akımının da adı buradan geliyor. Kitabına bir türlü isim bulamayan Orhan Veli, birgün arkadaşı Cavit Yamaç'a isim konusunda danışmış. Kendisi "Tahattur" ismini düşünüyormuş aslında. Yamaç, bu adı eski bulmuş. Ve ona "Senin şiirlerin yadırganıyor. Acayip, garip bulunuyor. Öyle bir isim vermelisin." demiş. "Yabancı, acayip, garip" derken bu isim çıkmış ortaya.
************************
İlk kez 1941'de yayımlanan Garip'te, Melih Cevdet Anday'ın on altı, Oktay Rifat'ın yirmi bir ve Orhan Veli'nin yirmi dört şiiri yer alıyor. Kitabın başında daha sonra akımın manifestosu olarak kabul edilecek olan önsöz, Orhan Veli tarafından yazılmış. Kitapta en yıkıcı özelliğe sahip olan eser, Orhan Veli'nin "Kitabe-i Seng-i Mezar" adlı şiiri olmuş. Çünkü şiirde Süleyman Efendi'nin nasırından bahsediliyordu. Böyle bir şey nasıl olabilirdi? Halbuki şu unutuluyordu; Garip ile beraber şiir sokağa, tramvaylara, vapurlara yani halka taşınmıştı. Yani bu üçlü şiire kasket giydirmişlerdi. Günümüzde ise, kitabın arka kapağında da yazdığı gibi "Garip, bugün artık hiçbirimize garip gelmiyor." Ben yine çoook severek okudum. Eğer siz de şiir okumayı seviyorsanız bu kitabı öneririm. Şiirle ve sevgiyle kalın dostlar.