Talha Hakan Alp'in irtidat devresiyle sufi devresi arasında Hakikat-ı Muhammediye meselesiyle alıp veremediği bir şeylerin bulunduğu bir ara devre vardı. Olmasaydı da olurduk dediği konuşmaları var. O devreye ulaşan insan her şeyi bitirmeye çok yaklaşmış bir insandır. Çünkü oraya ulaştıktan sonra Muhammed'siz (صلعم) bir kâinat tasavvur edebilirsiniz. Şöyle bir şey olur; yani Tanrı bir kâinat zaten yaratırmış, ama işleri çekip çevirsin, iş yapsın diye bir de Muhammed (صلعم) yaratıp göndermiş. O olmasaydı da olurmuş gibi. Bu korkunç, çıldırılası bir düşünce. Buradaki insan bir ayağının ucunu kapıdan dışarı uzatmıştır. Onun için, anne babalar çocuklarına bir Muhammed (صلعم) muhabbeti vermeli ki, ellerinin tersiyle kendi anne babasını itebilecek kadar. 'Fedâke ümmî ve ebî'den ne anlıyorsunuz? İnsan bir beşer hakkında bu sözü söyleyebilir mi? Bu sahabe ne için fedâke demiş, anlıyor musunuz? Onun için, Hz. Peygamber'i evlâd ü iyâline varlığın esası diye anlatmayan adamın Allah belasını vermiştir. Bugün meşhur olan bu mürtetliklerin çoğundan da bu adam sorumludur. Ben böyle bildim.