“Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız.”
Biz, berbat insanlarız.
Biz, şanssız çocuklarız.
Biz Tanrı'ya inanmayan değil, Tanrı'ya sahip olamayanlarız.
Unutma sakın, bir balık öldü diye okyanusa bir şey olmaz. Seni içindekilere emanet ediyorum.