İnsan isim verir, tanımlar eşyayı. Ayırt edici bir sıfat yükler ona. Kendini bu tanıma göre konumlandırır. Daha sonra yetinmez, fazlasını ister. Karıştırır, harmanlar. Yeni bir arayış içine girer. Klasik olanın dışına çıkan bir arayıştır bu. Bilinenin güvenli bölgesinden uzaklaşır insan. Bauman'ın müphemlik olarak adlandırdığı bu durum hem
Herkese merhaba . Bugün size kelimelerin gücünü ve mahiyetini bizlere sunan, şifa niteliğinde bir eserin yorumuyla geldim .
Kelime sizin için ne anlam ifade ediyor?
Kelimelerin gücüne ve enerjisine inanıyor musunuz?
Yaşadıklarımızı mı konuşup yazarız yoksa konuşup yazdıklarımızı mı yaşarız?
Bir Bildiği Var mıdır kelimelerin?
Özünüze
" Seninle söyleşmeye geldim Sevgili Okuyucu!
Kim olduğunu, nereden gelip nereye gitmekte olduğunu, hikayenin kurgusunu bilmesem de bir kahvelik sohbete geldim." Diyerek başlamış yazarımız @burcutotanofficial Evet tam da bu sohbete ihtiyacım olan bir dönemde geldi. İyi ki geldi. Hoş geldi.
Küçük bir kız çocuğunun masalı ile karşılaşıyoruz. Hikayesi daha anne rahminde başlıyor. Dünyaya getirmek istememiş annesi çaresizmiş çünkü. Neler yaptıysa da minik kız sımsıkı tutunmuş hayata, doğmuş. Sevilmenin ne olduğunu bilmeyen annesi, kızını da sevememiş, sevmişse de hissetirememiş. Annesinin açtığı yarayı sevdiği insanlarla kapatmak istemiş ama o da bilmiyor ki sevgisini hissetirmeyi. Sonra ne mi olmuş içinde yarım kalan duyguları kendisiyle tamamlamaya karar vermiş. Sonrasında ise 19 ayrı bölümde 19 ayrı kelime ile hayatının nasıl şekillendiğini anlatan bir yolculuğa çıkıyoruz. Kelimelerin gücüne inandım.Evet #bibildiğivarkelimelerin ve eminim ki bende olduğu gibi sizlerde de farkındalık oluşturacak. Bazı bölümleri okumadım, yaşadım. Bazı bölümlerle ise savaşım henüz bitmedi.
Kitapta ki şu detayları ayrıca çok sevdim. Bölüm sonlarına konulan tavsiye şarkılar. Karahindiba, simurg,butimar gibi hikayeleri bölümlere çok yakıştırdım.Her bölümü YouTube'da sesli dinleyebiliyorsunuz.Ve bu kitapta ön söz yazarımıza, son söz okuyucuya bırakılmış.
Birçok altını çizdiğim cümle oldu ama buraya sığmayacak 1000kitap hesabımda bolca paylaştım dileyen bakabilir. Fazlasıyla tavsiyedir.
Zweig okumak incecik kitaplara sığdırılan büyük şeylere tanıklık etmek gibi aslında. Iyi gözlemleri olan, insan psikolojisini göz önüne iyi seren bir yazar. Bu defa biraz farklı üç menkıbeden oluşuyor.( Menkıbe: din büyüklerinin veya tarihe gecmis ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikaye) örnek teşkil edecek bu kısa öyküler bazen insanlığa bir uyarı bazen bir tavsiye niteliğindedir. Kitapta üç öyküde insanların kendini sorgulaması, huzur ve barış isteniyor. "Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor" da merhamet ve hoşgörü konusu işleniyor. "Üçüncü Güvercinin Hikayesi" nde Nuh Tufanından esinlenilmis ancak güvercinin en sonda geri dönmeme nedeni tam tersi olmuş savas sebebi ile guvercin gelememiştir. "Ölümsüz Kardeşin Gözleri" nde ise kardeşini öldüren Virata karakteri ile savaş, hak, haksızlık,günah, kişisel iç çatışmalar en güzel şekilde anlatılmıştır. Virata mutlak saflığa erişmek için elinden geleni yapmış ancak ne yaparsa yapsın bunu başaramamıştır.
Bir kahvelik canı varmış gibi görünen bu kitap sizi uzun uzun düşündürecek diye düşünüyorum. Okuyakalın...
Tam olarak "bi kahvelik" kitap oldu benim için. Bazen olur ya dünyayı sessize almak isteriz. İşte tam o vakitlerin. İçerisindeki resimler de ayrı bi güzellik katmış böylelikle sıkıcı bi okumadan ziyade aralıklı ve keyifli bi okuma oluyor. Okumak isteyen varsa önce kahvesini yapsın
Yürek KuşuNil Sahra · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2022184 okunma
