Hiçbir şeyi ciddiye almaksızın,
duygularımız dışında hiçbir şeyin gerçekliğinden
emin olamayacağımızı aklımızdan çıkarmaksızın,
bilinmeyen uçsuz bucaksız topraklar gibi yokladık
duyguları, içlerinde bir sığınak aradık. Yalnızca
estetiğin titiz seyircisi olmakla yetinmeyip
seyrettiklerimizin hallerini ve sonuçlarını ifade
etmek için çabaladık gerçi, ama kimselerin aklıı
çelmeye ya da iradesini etkilemeye niyetlenmeden
kaleme aldığımız yazılar ya da dizeler, alt tarafı
yüksek sesle, kendi kendimize okuduğumuz yazılar
olarak görülebilir, amacımız okumanın verdiği öznel
zevki tam olarak nesnel hâle getirebilmekti
Sonuç:
Öznel-nesnel kuramlar kadar yer edinemedim
hayatımda.