Bir ilaç içsem bari diye düşündüm,
Biraz kolonya sürünsem,
Ferahlasam, pencereyi açsam.
Şöyle bir şey yazdım sonra:
Yağmur, çamurlu bir elbise dikiyor şehre
Sıkılıyoruz hepimiz bu çamurlu giysinin içinde.
Berbattı,
Bir şiire böyle başlanmazdı.
Seyyid Nesîmî
Nesimi anlatırken Türk halk edebiyatında iki tane Nesîmî olduğunu ve genellikle bu iki Nesîmî’nin birbiriyle karıştırıldığından bahsetmiştim. Bunlardan birisi 14. yüzyılda Bağdat'ta doğmuş, Halep'te derisi yüzülerek öldürülmüş olan tasavvuf şairi Seyyid Nesîmî, diğeri ise dün anlattığım 17. yüzyılda yaşadığı sanılan ve
Geleceği tehlikede olabilirdi. Bu adi herif bu sefer gerçekten işini bitirebilirdi. Ağır adımlarla merdivenlerden indiğini gördü. Elinde kırdığı her ne boksa onun parçası vardı. Elleri kan içindeydi ve her merdiven basamağına muhakkak bir kaç damla kan damlıyordu. Gözleri daha da fena kızarmıştı. Duygu az önce yaşadıklarından dolayı şu an daha
Peygamberimizin (sav) merak ettiği kokunun sahibi;
Hz.Maşita;
Efendimiz (sav) anlatıyor:
Miraca çıkınca çok güzel bir koku aldım sonra kimin kokusu diye sordum. Cevap ise maşita'nın ve çocuklarının yanık kokusudur.
Maşita: Hz Musa döneminde yaşamış Hazreti Musa'nın getirdiği dine iman etmiş ve Firavun'un kızının hamamda kuaförü,
Miraba arkadaşlar kanalıma hojgeldiniz sjsjsjsj. Şaka şaka benim bir kanalım yok, sadece bu cümleyi kurmayı seviyorum o kadar. Yine de merhaba, serüvenimize hojjjgeldiniz.
Biz;
scheherazade ve ben aşağı yukarı bir buçuk senedir mitoloji, dokuz aydır da Yunan Mitolojisi okuyoruz. Geçen pazar günkü buluşmamızla birlikte, alnımızın akıyla Yunan
Efendimiz(sav) anlatıyor:
Miraca çıkınca çok güzel bir koku aldım sonra kimin kokusu diye sordum.
Cevap ise maşitan'ın ve çocuklarının yanık kokusudur.
Maşita:Hazreti Musa'nın getirdiği dine iman etmiş ve firavunun kızının hamamda kuaförü, bir gün firavunun kızının saçını tararken tarak elinden düşer, tarak düşünce yerden bismillah deyip