Aam Oğulları var güçleriyle Uru hanedani döneminde diz çöktürülen, sürgün edilen değişik kabileler arasında ortak bir din kültürü yaratmaya çalıştılar. Ama bunun için hiç zora başvurmadılar. Savaş sevmeyen Aam oğulları, zor kullanmak yerine Uyuyan Zenci Başı süslemeli gemiler donatıp bunları baharatlar, dokumalar, altın ve fildişiyle doldurdular. Sonra da bu gemiler kendilerini bu dine adamış tüccarlar ve hekimlerden oluşan yolcularını alarak uzak denizlere yöneldiler. Gittikleri yerlerde ticaret yaptılar, büyülü sözlerle hasta ve sakatları iyileştirdiler. Mallarını koruyabilmek için her ülkede piramit biçiminde büyük yapılar yaptılar ve bunların hepsinin üzerine Uyuyan Zenci Başı kondurdular. Böylece dinlerini iyice kökleştirdiler. Gittikleri yerlerde halk kendilerine tepki gösterecek oldu mu, bu kez gemilerden yüksek sorguçlu miğferleri, bronz zırhları, kalkanları, tüyleriyle görenleri dehşete düşüren, ürkütücü görünüşte kızıl derili müfrezeleri iniyordu.
Sayfa 132 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu