Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Daha önceki bakış açısına göre, temel parçacıklar arasındaki farklılıklar, aslında her bir parçacık türünün "farklı bir kumaştan kesildiği" söylenerek açıklanıyordu. Her parçacık temel olarak görülse de, her birinin oluştuğu "malzemenin" farklı olduğu düşünülüyordu. Örneğin elektron "malzemesi" negatif elektrik yüklüydü, nötrino "malzemesi" ise elektrik yüküne sahip değildi. Sicim kuramı, bütün maddenin ve bütün kuvvetlerin "malzemesinin" aynı olduğunu söyleyerek bu tabloyu kökten değiştirir. Her temel parçacık tek bir sicimden oluşur -yani her parçacık tek bir sicimdir- ve bütün sicimler de kesinlikle birbirinin aynıdır. Parçacıklar arasındaki farklılıklar, sicimlerinin farklı titreşim örüntüleri göstermesinden doğar. Farklı temel parçacıklar olarak görünen şeyler aslında temel bir sicimin çıkardığı farklı "notalardır". Muazzam sayıda böyle titreşen sicimden oluşan evrenin kozmik bir senfoniden farkı yoktur.
Sayfa 171
Tüm yaşam boyunca geliştirilebilen cesaret, soğukkanlılık ve mizah nitelikleri ne olursa olsun, sonunda hep yürek parçalanır.
Sayfa 287Kitabı okudu
Reklam
On yedisindeyken yaşamın böylesine kısıtlı, olasılıkların böylesine kısa süreli olduğunu hiç aklıma getirmezdim.
Sayfa 271Kitabı okudu
Kuantum Fiziği
20. yüzyılın başında geliştirilen ve atomlar ve subatomik parçacıklar gibi çok küçük ölçekteki fiziksel sistemlerin davranışlarını açıklamak için kullanılan fiziksel kuramların bir dalıdır. Klasik fizik, bu ölçekte yetersiz kaldığı için, kuantum fiziği bu boşluğu doldurmuştur. Kuantum fiziği, doğanın temel yasalarını anlamamızda devrim yaratan
Çağdaş bilincin öğeleri bizim ölümlü durumumuza uygun değil. İnsan hiçbir zaman, hiçbir çağda, hiçbir uygarlıkta yaşını böyle çok ve sürekli bir biçimde düşünmemiştir. Herkesin kafasında yalın bir gelecek beklentisi var: Yaşamdan beklenen fiziksel tatmin toplamının acı toplamından az olduğu bir anın gelmesi (sonuçta, herkes kendi içinde sayacın döndüğünü duyumsuyor ve de sayaç hep aynı yönde dönüyor.)
Sayfa 244Kitabı okudu
Mutsuzluğumuz en yüksek noktasına, ancak mutluluk somut biçimde olanaklı ve yeterince yakın görüldüğünde ulaşıyor.
Sayfa 242Kitabı okudu
Reklam
Bir sürtünme ya da bir dış güç uygulaması yoksa, tekdüze ve düz bir hareket sonsuza dek sürüp gider.
Sayfa 209Kitabı okudu
Auguste Comte
Temel öğretiyi değiştirmek ya da yenilemek gerektiğinde, dönüşümün yaşandığı süreçte yiten kuşaklar, bu değişime özünden yabancı kalır ve çoğu kez doğrudan düşman olurlar.
Sayfa 154Kitabı okudu
Hiçbir zaman açıkça dile getirilmese de insan yaşamının değerine ilişkin sorunlar, zihinlerde yol almayı sürdürdü. Bu sorunlar, Batı uygarlığının son on beş - yirmi yılında, depresif hatta mazoşist genel havanın oluşmasında büyük ölçüde etkili oldu.
İnsan geçmişi düşününce çoğu zaman yanıltıcı olsa da belli bir determinizmin var olduğu izlenimine kapılıyor.
Reklam
Toplum bireylerinin belli bir dönemde benimsediği en yaygın dünya görüşü, o toplumun ekonomisini, politikasını ve törelerini de belirler.
Büyük Patlama Kuramı'na göre bugün gözlemlediğimiz evren yaklaşık 13,8 milyar yıl önce uzayın hızla genişlemeye başlaması sonucunda oluştu. Zaman ilerledikçe genişleme ile beraber sıcaklık ve yoğunluk giderek azaldı. Önce proton, elektron, nötron gibi temel parçacıklar; daha sonra atomlar ve moleküller; sonra da yıldızlar gezegenler ve gök adalar oluşmaya başladı.
Tanrı, büyük patla­ma sırasında makroskobik dünyayı sadece üç uzaysal boyut ve bir de zaman boyutuyla yaratmış. Ama bu daha yüksek boyutların var olmadığı anlamına gelmez. Mikro ölçekte, daha doğrusu kuantum diyarında, boyut sayısı yediye kadar çıkar. Buna dört boyutlu makroskobik etmenler de eklenin­ce, temel parçacıklar on bir boyutlu uzay zamanı içerisinde kalıyor...
Sayfa 342 - Cixin LiuKitabı okudu
Gerçeğin Oluşumu
Werner Heisenberg, “Atomlar veya temel parçacıklar dahi gerçek değildir; olasılık ve olabilirlik dünyasını oluştururlar” diye yazmıştır. Sanki hayat ile ölüm arasındaki “süperpozisyon” denen arafta gibiler ve sadece gözlendiklerinde tanımlanabiliyor ve gerçek bir varlık kazanıyorlar. Çift yarık deneyinden yola çıkarak genellemeye gidilirse atomun, Einstein’ın deyimiyle yarı hayaletimsi bir dalga biçiminde var olduğu söylenebilir ama gözlendiğinde, fizikçilerin “dalga fonksiyonunun çöküşü” adını verdikleri şey meydana gelir. Süperpozisyon durumundaki hayalet dalga çöker ve bir anda gerçek bir parçacığa dönüşür.
Sayfa 189Kitabı okudu
Hegel’in yapıtlarında diyalektiğin tarih ve doğadan çıkarılmış yasasının birçok örneği mevcuttur. Ama Hegel’in idealizmi zorunlu olarak kendi diyalektiğine yüksek derecede soyut ve keyfi bir karakter veriyordu. Diyalektiği “Mutlak İdeanın” hizmetine sokmak için Hegel, Marx’ın Kapital’inde uyguladığı, verili bir olgunun yasalarını araştırma
580 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.