“Hainlerin tek cezası vardır Temür Melik, o da ölümdür. Ancak öldükten sonra ihaneti düşünmezler. Allah’a emanet ol!”
“…Kendini müdafaadan âciz birini öldüremeyecek kadar yürekliyim.” … “Kılıcın değil, beni yüksek ruhun yıktı Temür Melik.”
Reklam
Derler ki: Eğer şehir kumandanlığı Temür Melik gibi cesur bir askerî dehânın elinde bulunsaydı, Semerkant en azından yiyecek stokları bitinceye kadar, yani bir, bir buçuk sene istilâcılara karşı koyabilir, hattâ zaman zaman yapılacak huruç hareketleriyle düşmanı kaçırabilirdi.  Ne var ki kale kumandanlığını Valide Sultan Türkân Hatunun kardeşi Harzem Şah Muhammed’in dayısı, Kıpçaklardan Turgay Han yapıyordu. Onu ne halk seviyordu, ne asker. Sadece etrafındaki birkaç dalkavuk tarafından destekleniyordu. 
Sayfa 239Kitabı okudu
Ey insan! Senin elinde bulunan nefis ve malın senin mülkün değil, belki sana emanettir. O emanetin mâliki, herşeye kadîr, herşeyi bilir bir Rahîm-i Kerim'dir. O senin yanındaki mülkünü senden satın almak istiyor. Tâ senin için muhafaza etsin, zayi' olmasın. İleride mühim bir fiat sana verecek. Sen muvazzaf ve memur bir askersin. Onun namıyla çalış ve hesabıyla amel et. Odur ki, muhtaç olduğun şeyleri sana rızk olarak gönderiyor ve senin tâkatin yetmediği şeylerden seni muhafaza eder. Senin şu hayatının gayesi, neticesi; o Mâlik'in esmasına ve şuunatına bir mazhariyettir.
Askerine evlere girmelerini, sağlam bütün erkekleri sokağa çıkarmalarını ve insafsızca kırbaçlamalarını emretti. Bu vahşet tam üç gün sürdü. Askerler halka zulmettiler. Nihayet Celâleddin ve Temür Melik’in sabırları taştı. İkisi birden Sultanın huzuruna çıktılar. Önce Temür Melik söz aldı: “Ne haldir, Sultanım? Kendi teb’amızı kendi ellerimizle ezeriz. Cengiz putperesti şehri alsa başka bir muâmele mi edecekti sanırsın? Bu milletten iyilikten başka ne gördük? Vergiler onların sırtında, askerlik onların sırtında, iş onların sırtında, savaş onların sırtında. Üstelik zulmetmek!.. Revâ mıdır? Müslümanca bir iş midir..?”
Sayfa 146Kitabı okudu
“Bunlar çok büyük bir ordunun öncüleriydi. Yendik, ama bizim için iftihar edecek bir şey değildir. Koca Harzem ordusu bir avuç Moğol öncü kuvvetini dağıtırsa ne lâzım gelir? Asıl harp bundan sonradır. Mademki bir kere bu yola girdik, hemen süratle hazırlanmaya başlamamız gerektir.” Celâleddin de aynı fikirde idi. Zaten onun düşündüğü gibi Temür Melik düşünür, Temür Melik’in düşüncesini o paylaşırdı. Yapışık kardeş gibiydiler. 
Sayfa 132Kitabı okudu
Reklam
636 öğeden 61 ile 70 arasındakiler gösteriliyor.