Diyorum ya bir anda oluyor her şey.
Ürkek bir korku başlıyor önce, ellerim titriyor,
Kan terliyorum,
Sağa eğilip, sola devriliyorum.
Tedirgin bir ruh haliyle her şeyi kaçırıyorum diye koşmaya çalışıyorum.
Dışarısı çok hareketli, heyecanlı ve öfkeli.
Büyüdükçe bende bütün herkese benziyorum
İstesem de, istemesem de.
Eziliyorum
“Ziyadesiyle aldatıldım, ziyadesiyle terk edildim, ziyadesiyle yalnız kaldım... Gidenlerin ardından boşları toplarken her seferinde, ‘Bu son’ dedim, bu son, bir daha ağlamak yok, bu son...”
"Evcil hayvanları genellikle ıssızda terk ederler rahata alıştıkları için sokakta her türlü tutunamayacaklarını bildiklerinden daha erken ölmeleri için.
Ya beni?
Rahata hiç alışmadığım için mi tutunabileceğimi düşündüler bu hayata? Onun için mi bu kalabalığın içine terk edildim?"
Bazen düşünüyorum da, şunlara aşık olacağıma Pavlov'a köpek olsam daha kolay öğrenirdim, kime yaklaşmam kime yaklaşmamam gerektiğini. Öğrenemedim. Sınırsız bir affedicilikle harmanlanmış kalbim, sabır ve sessizlikle iyice demlenince, yumuşak bir içimi oldu tabii kişiliğimin. Her sevgilinin birkaç bardak üst üste içtiği, devamında açık olsun, limonlu olsun diye diye sonunda kaşığı üstüne kapattığı beraberliklerimde, çok "ziyade olsun" duydum. Öyle oldu. Ziyadesiyle aldatıldım, ziyadesiyle terk edildim, ziyadesiyle yalnız kaldım... Gidenlerin ardından boşları toplarken her seferinde, "Bu son" dedim. "Bu son, bir daha ağlamak yok, bu son..."