Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
A mysterious stranger named Woland arrives in Soviet Moscow, claiming to be a black magic professor. He engages in casual conversation with two Soviet writers who turn out to be atheists. Following their interaction, strange events unfold: one writer dies in a tram accident, while the other is placed in a mental hospital. It's revealed that Woland is actually Satan, arriving in the corrupt Moscow of the 1930s.
Within the same hospital, we meet the primary character, the Master. He's a Soviet author working on a novel about Jesus, but after facing harsh criticism, he burns his manuscript and ends up in the hospital. Margarita, his devoted lover, supports him and abandons her luxurious life to stand by him. When the Master vanishes, Margarita returns to her husband but secretly longs for him.
Woland encounters Margarita and offers to reunite her with the Master if she assists with his Satanic plans. She agrees, becoming a witch in the process. After succeeding, she reunites with the Master, and they find refuge between heaven and hell.
The story alternates between Margarita and the Master's experiences and chapters from the Master's novel about Jesus and Pontius Pilate. Pilate, the governor of Judaea, is conflicted about trying Jesus and develops an odd connection to him. Despite his reluctance, Pilate is compelled to execute Jesus, leading him to seek forgiveness afterward.
the cure-killing an arab
Standing on a beach
With a gun in my hand
Staring at the sea
Staring at the sand
Staring down the barrel
At the arab on the ground
See his open mouth
But hear no sound
I'm alive
I'm dead
I'm the stranger
Killing an arab
I can turn and walk away
Or I can fire the gun
Staring at the sky
Staring at the sun
Whichever I choose
It amounts to the same
Absolutely nothing
Harlan Coben okumayı sever misiniz? Ben eskiden daha sık okurdum ama son çıkan kitabının konusu beni cezbedince hemen okumaya karar verdim. #polisiyetutkunları grubum için okuduğum ‘Yabancı’, bir gün içinde rahatça okuyacağınız, merak duygunuzu sürekli diri tutan, başarılı bir polisiye gerilimdi.
Adam Price, iyi giden bir avukatlık kariyerine,
434 syf.
10/10 puan verdi
O kadar güzel bir anlatımı var ki ve o kadar akıcı ki neden bizde basilmiyor sorusunu sürekli sorduruyor.. Bizde bu tür ile alakalı birkaç seri basıldı ve acayip tuttu, demek ki bu seri basilsa neler olur bilmiyorum :))
Maxim Ivanov ile öyle bir karakter yaratmış ki okudukça okuyasiniz geliyor. Hem Rus, hem mafya, insan daha ne ister. Acımasız, güçlü, sahiplenici ve tutkulu, bir o kadar da tehlikeli. Adamda öyle bir aura var ki her sayfada sizi etkisi altında bırakıyor ve keyifle okutuyor.
Bildiğimiz anlamda bir mafya serisi değil. Yaşananların sonucu olarak hayatları bu şekilde ilerliyor. Bu da kitabı daha gerçekçi kılmış. Maxim ve Aspen ikilisi müthiş bir duygu yoğunluğu ve kıskançlıkla okutuyor kendini. Aspen umarım diğer bölümlerde bu hayata adapte olur çünkü sap Peter'dan sonra başına talih kuşu kondu haberi yok. Maxim kendisini oyalayan sevgilisinden, Aspen ise kendisini sömüren kocasından ayrılıp Vegas'ta karşılaşıyor. Ve her zaman Vegas'ta olan Vegas'ta kalmıyor ve aşk başlıyor. Müthiş keyifle okudum. Bu yazar ne yazsa okurum dediğim yazarlar arasına girdi. Kesinlikle tavsiye ediyorum.
Bir önceki kitaba göre iyiydi ama açıkçası ilk 5 kitabın o büyüsünü alamadım yine de.
Kim ve Travis'in masalsı bir yanı vardı yalan yok. Ancak ilişkileri bana pek geçmedi. Aşklarını hiç hissetmedim. Ayrıca Edilean'ın dışına çıkmayı da hiç sevmedim ben ya. Kasaba halkı ikidir geri olanda.
Travis'in aile durumu da çok kötüydü bence. Üvey kardeş, Penny - Raswall ve Lucy üçgeni hiç hoş değildi bence.
Bilmiyorum iki kitaptır istediğim o büyülü Edielan serisini okumuyorum ben ve bu durum seriden soğutuyor beni biraz.
Kim ve Lucy gizemi de geçmişe dayandırıldı ve günümüzde çok hızlı tatlıya bağlandı. Russell ve Tristan ilişkisi de göz açıp kapayıncaya kadar tamamlandı. Kim ve Tristan zaten bir anda kavga ediyordu bir anda sonra sevişmeye başladılar. Ne oluyoruz, dedim okurken.
Tristan kadar büyük bir hayal kırıklığı olmadı ama bayılarak okudum diyemem. Özellikle çiftlerin ilişkileri çok rahatsız etti beni.
Reede ve Sophia'dan ümitli gibiyim bakalım, umarım beni yanıltmaz ve Jude Deveraux'un o ilk beş kitaptaki kalemini yakalarım.
T̺͆h̺͆e̺͆ W̺͆o̺͆r̺͆d̺͆s̺͆m̺͆i̺͆t̺͆h̺͆ (Liste)
𝐿ife in Ark continues with 500 words. Despite these situations, Letta, who can speak the old language very well, leads a simple life with her master in the word shop. One day the wordsmith leaves the area to find new words. On that day, the door of the word shop is knocked harshly. The boy, whose name he learned later, Marlo, is in front of her exhausted. Letta benevolently takes this stranger in because he can hardly stand...
Sinclair kardeşlerin merak uyandıran hikayeleri yedi romanlık bir seri dürtüsü ile başlayan bir serüvenin ilk durağı Aşk Bahsi kitabı. Benzeri kurguları daha öncesinde okuyup aşina olduğum bir kitap aslında benim için. Karakterleri sevdim, beni şaşırtan pek bir olaylar olmasa da kitabı genel anlamda sevdim.
Karısının kaybına dayanamayıp kendi
