Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte bu kadar kolay
Üç ihtiyar hafıza testi yaptırmak için doktora gider. Doktor ilkine sorar: "Üç kere üç, kaç eder?" "285!" der adam. Doktor endişeyle ikinciye döner:"Üç kere üç?" "Pazartesi!" diye bağırır ikinci ihtiyar. Doktor iyice endişelenir ve üçüncüye döner:"Peki, size de bir soralım. Üç kere üç, kaç eder?" "Dokuz," der üçüncü ihtiyar."Harika!" der doktor."Nasıl buldunuz bakalım?" "Kolay," der adam."Pazartesi'den 285 çıkardım."
Reklam
Tam on iki yıllık terapimin ardından psikiyatrım bana, gözlerimi yaşlarla dolduran bir şey söyledi:"No hablo ingles"* *İngilizce bilmiyorum
Søren, "Ben Tanrı değilim," demiştir. "Ben, bir bireyim. Yukarıdan bakılınca her şeyin pek huzurlu görünmesi kimin umurunda? Ben burada, ortasındayım ve endişeliyim. Tehlike ve umutsuzluk içindeyim. Ben'den bahsediyorum. E, bana ne evrenin yuvarlanıp gidişi kaçınılmazsa? Üstüme yuvarlanıyor yahu!"
Kendisini bile şaşırtabilen bir Tanrı fikri kime çekici gelmez ki?
Gündelik Dil Felsefesi
Yeni evli genç çift, yeni dairelerine taşınırlar ve salonlarındaki duvar kâğıdını değiştirmeye karar verirler. Salonu aynı büyüklükte olan komşularına başvururlar. “Hanımefendi, acaba salonunuzu kaplatmak için kaç top duvar kâğıdı almıştınız?” “Yedi.” Bunun üzerine genç çift, en pahalısından yedi top duvar kâğıdı satın alır ve kaplama işine girişir.Ancak salonun duvarları dördüncü top bittiğinde tamamen kaplanır. Sinirlenen genç karı-koca derhal komşularının kapısını çalar: “Dediğinizi yaptık ama üç top arttı!” “Ha,” der komşu,“size de aynısı oldu demek.” Ha!!!
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
UYGULAMALI ETİK
Genç haham golfa çok düşkünmüş. Dininin en kutsal günü Yom Kippur’da bile ne yapar eder, çaktırmadan sıvışıp golf oynarmış. Gene bir Yom Kippur günü, ortalıkta kimsecikler yokken golf sahasına gitmiş.Topu yerleştirip vurmuş, top havada süzülürken bir rüzgâr çıkmış ve top, doğrudan uzaktaki deliğe girmiş. Mucizeyi gören meleklerden birisi,Tanrı’ya,“Adam Yom Kippur’da oyun oynuyor,” demiş,“siz kalkmış yardım ediyorsunuz! Ceza mı bu şimdi yani?” Tanrı gülümseyerek,“Elbette ceza,” demiş.“Tek atışta topu deliğe soktuğunu kime anlatacak?”
Matematik Felsefesi
Voohoona yerlilerinden birisi, batılı bir antropologa, 2+2=5 der. Antropolog merakla bu sonuca nasıl ulaştığını sorar. “Sayarak elbette,” der yerli."Önce bir ipe iki düğüm attım. Sonra bir başka ipe iki düğüm daha attım. İki ipi birbirine bağladım, beş düğüm etti.”
Zenon Paradoksu
Satıcı:“Hanfendi, bu elektrikli süpürge işinizi yarı yarıya azaltacaktır.” Müşteri:“Harika! İki tane alayım o zaman.”
Döngüsel kanıtlama
Kızılderililer sonbaharda yeni seçilen kabile büyücüsüne gitmiş ve kışın soğuk geçip geçmeyeceğini sormuşlar. Modern dünyanın âdetleriyle yetişmiş genç büyücü eskilerin sırlarından bihabermiş ve kışın nasıl geçeceği konusunda hiçbir fikre sahip değilmiş. Ne olur ne olmaz, işi sağlama alayım diye düşünen genç büyücü, kabile üyelerine soğuk bir kışa hazırlanmalarını salık vermiş. Birkaç gün sonra aklına gelmiş, Meteoroloji Müdürlüğü’ne telefon açmış ve soğuk bir kış bekleyip beklemediklerini sormuş. Görüştüğü meteorologsa kışın sahiden soğuk geçeceğini düşündüğünü söylemiş. Bunun üzerine büyücü kabileyi toplamış ve daha fazla odun depolamalarını buyurmuş. Aradan birkaç hafta geçmiş. Büyücü meteorolojiyi bir kez daha aramış. Meteorolog bu sefer,“Çok soğuk bir kış olacağa benziyor,” demiş. Büyücü bunun üzerine kabilesini yine toplamış ve bu sefer ormanda ne kadar yakacak odun, dal, kıymık bulurlarsa toplamalarını söylemiş. Yine birkaç hafta geçince büyücü Meteoroloji İşleri’ni bir kez daha aramış ve durumu sormuş. Meteorolog bu kez çok heyecanlıymış.“Gelmiş geçmiş kışların en soğuğu olacak, öyle görünüyor,” demiş. Büyücü,“Ciddi misiniz?” demiş.“Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?” Meteorolog bir an duraklamış ve “Kızılderililer,” demiş, “çılgınca odun topluyorlar!”
Reklam
Çelişmezlik Yasası
İzak ile Samuel hahamın karşısına çıkarlar. İzak,“Haham Efendi,” der,“Samuel her gün koyunlarını toprağımdan geçiriyor ve ekinlerim mahvoluyor.Toprak bana ait. Adalet istiyorum. Haksızlık bu!” Haham,“Haklısın,” der. Ama aynı anda Samuel,“Ama Haham Efendi,” der, “koyunlarımın gölden su içmesi için onun toprağından geçmekten başka çareleri yok. Susuzluktan ölsün mü zavallılar? Hem asırlardır her çoban, koyunlarını sulamak için su kaynağına giden araziden geçme hakkına sahiptir. Benim de koyunlarım olduğuna göre ben de bu hakka sahibim” Haham,“Haklısın,” der. O sırada odaya girmiş ve etrafı toparlarken konuşmalara kulak vermiş olan karısı hahama,“İyi de,” der,“ikisi birden haklı olamaz.” Haham eşine döner,“Sen de haklısın,” der.
SON :)
“Geçenlerde bir gün Platon, kolunda bir ornitorenkle bara girmiş. Barmen çifte alaycı bir bakış atınca bizim ihtiyar, "Ne diyeyim?" demiş, "mağarada daha güzel görünmüştü gözüme!”
Sayfa 176 - Aylak KitapKitabı okudu
Her daim geçerli ve mutlak bildiğimiz değerler aslında kimin iktidarda olduğuna ve iktidarı nasıl kullandığına göre değişen sürekli bir tarihsel akış içindedir
Sayfa 167 - Aylak KitapKitabı okudu
Freud, anatomi kaderdir derken, kadın bedeninin yapısının kadının toplumdaki rolünü belirlediğini söyleyen teleolojik bir savı kullanmıştı. Tabii ütüyü kadınların yapması gereğini hangi anatomik özelliğe bağladığını bilemiyoruz.
Sayfa 145 - Aylak KitapKitabı okudu
Soren Kierkegaard
Ben Tanrı değilim. Ben bir bireyim. Yukarıdan bakılınca her şeyin pek huzurlu görünmesi kimin umrunda? Ben burada ortasındayım ve endişeliyim. Tehlike ve umutsuzluk içindeyim.
Sayfa 111 - Aylak KitapKitabı okudu
1.099 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.