Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Tarih ilmi, gelecek nesillere bir ibret vesikası bırakması açısından hemen her dönemde gerek idareciler gerekse halk nezdinde önemsenmiş.Bu önemsenme neticesinde tarih kitapları yazılmıştır .Tarih yazıcılık tarihin kendisi kadar önemlidir .İnsanın düşünce faaliyetinin önemli bir kısmını ‘geçmiş nasıl değerlendiriliyor ’ sorusu üzerine düşünceler oluşturuyor.İlber Ortaylı bu eserinde Yunan-Roma tarih yazıcılığını tanıtmayı hedefliyor.Tarih nedir ? ile başlayıp ,Helenistik devirde tarih, Osmanlı tarih yazıcılığı üzerine düşünceler, Cumhuriyet devri tarih yazıcılığının umumi görünümü, Balkanlar ve Rusya arşivinde Osmanlı tarihi ,Türkiye’de klasik çağ gibi konulara yer verilmiştir.Eser bilimsel nitelikte olduğu için kullanılan terimler ve konuların derin işlenmesi nedeniyle ağır olarak niteledim.Bilgi yüklü bir eser. Kitapta tarih -coğrafya yazıcılara örnek verilip eleştirel tarzda da yaklaşılmıştır.Eserde yer yer İbn Haldun , Reşüdiddin, Şehrastani, el ıdrisi ,herodot,Thukydides,Emil Droysen, Voltaire gibi isimlere rastlayacaksınız.Anlam karmaşası yaşamamak için birden fazla tarihi eser okuyup ,tarihi bilgiye sahip olup sonra bu eseri ele almanızı tavsiye ederim .
Keyifli okumalar diliyorum
Biraz karışık bir kitap. Sürekli isimler savaşlar. İnsan nüfusunun eski zamanlarda neden artmadığını anlayabiliyorsunuz. Her dönem savaş , göç , kıtlık yüzünden ölümler meydana gelmiş. Ayrıca Helenistan'da Atina ve Sparta birleşse gerçekten Thraklar gibi dünyanın geri kalanına hükmedebilirlermiş.
Nam-ı diğer "Tarihin Babası" Herodotos, MÖ 484? yılında Halikarnassos'ta (Bodrum) dünyaya gelmiş. O zamanlar bilinen üç kıta olan Asya, Avrupa ve Afrika'nın yine bilinen topraklarını gezerek çeşitli kaynaklardan bilgi/veri toplamış ve bunları kayda geçirmiş. Herodotos'un bu kaynaklardan dolaylı veya bizzat doğrudan edindiği bilgilerin
Antik Yunan birikimine meraklı ve Antik dünyanın yazılmış bilgisini edinmek isteyen ben, Homeros'u, Herodot'u okurken bu kadar zorlanmadım.
Antik yazarların, özellikle Tarihçilerinin (yani benim okudum kadarıyla Pre-Socratic'lerin) kitaplarında olay bütünlüğü pek yoktur ve tam anlamıyla 'Dağınık' bir anlatım söz konusudur.
Herodot, Tarih anlatımına mitos da karıştırdığı için kitabı okuması biraz daha kolay ve kıssa vâri şeylerle dolu olduğu için daha anlaşılır oluyor.
Fakat Thukydides, bu kitabına herhangi bir mitos eklemekten kaçınmış, Tamamen somut olana odaklanıp, detay detay araştırmış ve yazmış. Kendisine o zamanın koşullarında böyle bir eser yazabilmiş olmasından dolayı Tüm insanlığın bir şükran borcu vardır diye düşünüyorum.
Kitabın okunmasını zorlaştıran şeyin asıl sebebi; Peloponnessos savaşında çok fazla ittifakın, çok fazla komutanın ve çok fazla cephenin varlığından söz edilmesi ve isimlerin tamamen Antik Yunan'ın isimleri olmasıdır. O kadar ki bir yerden sonra, eğer kitaba odaklanabilecek ortama sahip değilseniz hemen kopuveriyorsunuz. Yani en azından ben o sebepten okuyamadım :) Ama kendime ayirabilecegim bi 3-4 günüm olduğunda odaklanıp kesinlikle okuyacağım bu saygıdeğer eseri.
Hadımların dünyası sınıfta kaldı.
Konu ilginçti, insanlığın yüz karası bir durumun evveliyatı ve süreçleri işleniyordu. Bir insanın hayatının ellerinden dolaylı yoldan alınması ve ömür boyu hizmetçiliğe tabi tutulması, binlerce yıldır insanlığın bu kara leke ile yaşamış olması, bunun bir ticaret haline gelmiş olması, hadımların bazılarının kendi isteğiyle, bazılarının ailesinin
416 syf.
10/10 puan verdi
Peloponnes savaslari,antik cagdaki insanlarin beslenme,barinma ,demokrasi ve karsilasilan doğa olaylari hakkinda bilgiler veren bir kitap.
Kitap sadece savaşı değil ,insanların beslenme alışkanlıkları,özgürlük ve vatan sevgisi ,yaşanan depremler ve özellikle de tsunamiden bahsedilmesi kitaba eşsiz kilmaktadır.
Kıtap çok akıcı bir dille yazılmış.
Sonuç olarak;
Thukydides sana minnettarlik duyuyorum.
sanatdolusu
instagram.com/sanatdolusu
.
⭐ Tukidides'den "Mutluluğun sırrı özgürlük, özgürlüğün sırrı ise cesarettir!" alıntısıyla kitaba başlıyoruz ve ilk sayfayı bitirdiğimizde kitabın distopik bir eser olduğunu anlıyoruz.
⭐ Kurulu distopik dünyada 4 ülke var. Avrupa ülkesi "ilacımız mutluluk, kanserimiz ise özgürlüktür!" görüşüyle yönetiliyor. Bu ülkede herkes mutlu olmak zorunda. Mutlu olmayanlara hasta gözüyle bakılıyor ve "tedavi" ediliyor.
⭐ Mutluluk dayatması ile özgürlüğü kısıtlayan yönetim, insanların düşünme yeteneğini elinden alıp düşünemeyen bir hayvana dönüştürmeyi ve böylelikle onları istediği şekilde yönetmeyi amaç edinmekte.
⭐ Özgür düşüncenin yasak olduğu, ev duvarlarının tamamen cam olduğu ve günde sadece 5 dakika tuvalet yapmak için perdenin çekilebildiği, televizyonda propaganda yayınlarının yapıldığı,insanların beyinlerinin yıkandığı, en önemlisi mutlak mutluluğa karşı gelenlerin terörist ilan edildiği bir dünya hayal edin. Bu dünyada siz yaşamak istermiydiniz?
⭐ Bu soruya hayır cevabını veren Salome de düzeni değiştirmek için bir yola çıkıyor ve bu yolda geçmişle ilgili sizi fazlasıyla şaşırtacak şeyler öğreniyor. Merak edilesi ve okuduğunuzda keşke daha uzun olsaydı dediğiniz bir kitap sizleri bekliyor.
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Lakhes diyalogu, Platon’un erken dönem socratik eserlerinden biridir. Bu eserin kapsamı diğer diyaloglar ile ilintili ise bile bir konuda kendine özgü bir tarafı barındırmaktadır. Eserde Socrates ellili yaşlarındadır ve Lysimakhos, Melesias, Nikias ve Lahkes ile Lysimakhos ve Melesias’ın oğulları yer almaktadır. Konu gençlere verilecek eğitimin ne
