Cennetin Doğusu okurken bitmesin istediğim bittiğinde tekrar okumak isteyeceğim kitaplardan oldu. Ayrıca bu kitap John Steinbeck’in okumadığım tüm kitaplarını okuma isteği uyandırdı bende. Yazar kitap için hep bu kitabı yazmak istedim, bu kitabı yazabilmek için çalıştım, bu kitabı yazabilmek için dua ettim demiş ve gerçekten sözünün hakkını vermiş. Kitap için ne söylesem eksik kalacak. İnsanın iyi ya da kötü olması doğuştan mıdır? Yoksa bir seçim midir? Yoksa şartlar mıdır iyi veya kötü yapan? Ve insan, içindeki iyiye ve kötüye hükmedebilir mi? Timşel -Hükmedebilirsin-
Adam..Samuel..Cathy..Lee..Charles..Cal..Aron..
Abra.. her bir karakter öyle güzel işlenmiş ki iyiliği, kötülüğü, erdemi, bilgeliği, kıskançlığı, rekabeti, yalanları, hırsları okuyana derinden hissettiriyordu. Kitap gerçekten çok etkileyiciydi. Kitaptan sevdiğim iki alıntıyı da paylaşmak istiyorum.
“İnsan çocukken her şeyin merkezi oluyor. Her olay onunla ilgili. Başka insanlar mı? Onlar konuşmak için sunulmuş hayaletler sadece. Ama büyüyünce yerini buluyorsun, kendi boyut ve şekline bürünüyorsun. İçinden bir şeyler başkalarına aktarılıyor, başkalarından bir şeyler de sana. Eskisine göre kötü, ama aynı zamanda daha iyi.“
“Her adam, hayatının tozuyla toprağını silkeledikten sonra geriye en zor ve açık seçik sorular kalacaktır: iyi miydi kötü müydü? İyi mi yaptım tüm kötü mü?”