(Hiç kuşku yok ki bu topal ya yaratıcı tarafından yönlendirilmiş ya da fani mutluluklar,kötü fiileri yüzünden ebedî işkencelere mahkûm edilmişti).
Sayfa 50Kitabı okudu
Ve gelelimm bu kısacık Timur’la olan kitaba:)
Kısa ve öz Timur’la ilgili bilgiler var mesela Timur isminin aksak anlamında olduğunu Hristiyanların Timur’a aksak diye tabirde bulunduğunu,Ankara Savaşının sonuçları binlerce müslümanın ölmesi,Timur’un soyununTatarlardan geldiğini işte hangi yemeklerden hoşlandığını…Çok sert bir hükümdar olmasının yanı sıra çok merhametli olması ve en son kitabın kısımlarında Müslüman olduğunu görüyoruz…Ayy bunu demeyi unutmuşum bir de Fransa’yla olan yazışmaları da var ama çok az:(
Kitap güzel,hoş ama mesela konudan konuya direkt atlıyor ve bağlantısı yok en son yazışmaları okuyordum hangi ara Timur’un yediği yemeklere geldi konuyu anlamadım.Aklımda kalan birkaç soru var mesela ben özellikle kitabı okurken Fransa’yla olan yazışmaları diplomatik açıdan ele almak için okudum bu yüzden aldım ama bu kitap bu yönden çok eksik…Timurlularla ilgili bilgi edinmek istiyorsanız bence en iyi kaynak 
İsmail Aka nın kitapları…Ben de iki tane kitabını aldım okumak için sabırsızlıkla bekliyorum;)
Sultan Bayezid'ın burnuna halka geçirip inek gibi gezdiren Timur
Ankara Savaşı'ndan sonra zaferle mağrurlanan ve zafer'den yararlanmayı sürdürmek isteyen Tambellanus (Timur), ünlü Türk şehri Berosa'ya (Bursa) başında oğluyla birlikte bir Ordu gönderdi. Şehir karşı koymadan teslim oldu. Oğlu babasına Basite'nin (Bayezid'ın) karısını ve bir oğlunu, hazineler ve her türlü kıymetli eşya yüklü 200 deve getirdi. Şehrin tesliminden ve yağmalanmasından sonra Timur Beyazıt'ı aşağılamak için orada bulduğu tüm Hristiyan esirleri merhametle Azat ettirdi. Daha sonra Beyazıt'ın huzurunda muharebede esir alınan tüm soylu beylerinin başını vurdurdu. Kendisine gelince, akla hayale gelebilecek tüm alçaklıklar işlendi ona karşı, tıpkı bir yaban öküzüne yapıldığı gibi burnuna demirden bir halka geçirildi ve Türkiye'nin hala ona ait olan şehirlerinden merasim halinde geçirildi. Böylece karşı koymadan boyun eğmeye karar verdi.
Sayfa 88Kitabı okudu
Timur'un Bursa'da Yahudileri yakması
Temir Bey, Türk'ü (Sultan Bayezid) mağlup ettikten sonra Bursa'ya geldiğinde Yahudi inancından bazı rahipler huzuruna çıktılar. Tek bir tanrıya inandıklarını ve onun dininin de kendilerininkine benzediğini söylediler. Temir Bey, onlara dinlerinin hak din olduğu cevabını verdi ve kendilerine bir fenalık gelmemesi için yanlarına karılarını ve çocuklarını alarak en büyük Havralarına gitmelerini emretti. Büyük bir sevinçle dediğini yaptılar, canlarını kurtardıklarını düşünerek yanlarına ailelerini, yakınlarını alarak kiliseye gittiler. Temir Bey şehre girer girmez kapıları Yahudilerin üzerine kapattırdı ve hepsini yaktırdı.
Sayfa 80Kitabı okudu
Timur'un Şam'ı fethi Ahaliyi Emevi camisine sokup yakması
Temir Bey Dımaşk'a (Şam) gitti ve şehri 11 gün boyunca kuşatma aldı. Şehrin surlarının altında birçok yerde lağım açtırdı. Şehirdekiler daha fazla müdafaa edemeyeceklerini anlayınca ona teslim oldular. Şehir teslim olup olmaz tellallar yollayarak tüm din adamlarını ve kadıların şehirdeki en büyük mabede girmelerini buyurdu. Canlarını
Sayfa 75Kitabı okudu
Timur'un Sivas katliamı
Temir Bey Türkiye ile Ermenistan arasında Türk'e ait büyük bir şehir olan Sebastre'ye (Sivas) gitti. Onbir gün boyunca şehrin surları önünde bekledikten sonra beş gün içinde tüm şehri görebildiği bir kuşatma kulesi yaptırarak surların önüne getirtti. Şehirdekilerin muharebeyi kaybettiklerini anlayınca tek bir damla kan bile akıtmayacağına söz verilmesine mukabil teslim oldular. Şehre girip şehirdeki tüm hazineleri ele geçirdikten sonra Grekler (Rumlar) haricinde tüm erkekleri kadınları ve çocukları tutsak aldı ve yaklaşık 36.000 kadarını üzerlerindeki zırhlarıyla, elbiseleriyle oldukları gibi canlı canlı gömdürdü.
Şerüfeddin Ali yezdi, kadıların, şeriflerin, ve hocaların aman dilemesi üzerine Müslümanların canlarını bağışladığını, şehirdeki Ermenilerin ve öteki Hristiyanların köle yapıldığını ve Sultan Beyazıt için inatla savaşan süvarilerin büyük kısmının Ermeni oluşundan ötürü Timur'un, ibret için bunların dört bininin kuyulara atılmasını ve üstlerinin toprakla örtülmesini emretti.
Sayfa 73Kitabı okudu
Timur Bey'in Hayatı, Devleti ve Halkı
Hayatını ve yaşamını açık arazide, ince ipekten çadırlarda yaşayarak geçirir. Çünkü halkı o kadar kalabalıktır ki şehirlere sığınmaz ve oralarda yaşayamazlar. Ne kadar pahalı olursa olsun işlemeli ince ipekten ve yünden çok güzel esvaplar giyerler, başlarına Konstantinopolis imparatoruninkine benzeyen bir başlık takarlar, ancak soylu bir de Bey olmadıklarından üstlerinde kıymetli taşlar yoktur. Yemeklerini yerde, masa ve masa örtüsü olmadan yerler ve pislik içindedirler. Ancak öte yandan masalarda bolca et ve pilav bulunur, Tatarlar hoşlarına gitmediği için pek ekmek yemezler, fakat misafir ve gelen yabancılar istediklerinde yiyebilirler çünkü onlar da bolca ekmek bulunur. Şaraba gelince, ülkesinde içilmesi yasaktır ve Hristiyanlar hariç kimse içemez. Onlar bile yalnızca yemek sırasında içebilirler ve başka zaman içmeleri yasaktır.
Bunun yanı sıra sarayında iffetsiz kadın bulundurmak, bunlarla gönül eğlendirmek de yasaktır. Herkes karısıyla ve ailesiyle birlikte yaşar. Kadınlar erkekler gibi ata binerler ve ata binerken namuslu kıyafetler giyerler. At üstünde kadınların gözlerinden ve burunlarından başka yanları görülmez.
Sayfa 68Kitabı okudu
Timur'un Acımasızlığı
Temir Bey öyle biridir ki şarap içtiği zamanlara merhametli ve cömerttir. Kendisine karşı bir takım fenalık işleyenlere veya iradesine karşı gelenlere ise çok merhametsiz ve acımasızdır, bunları korkunç şekilde öldürtür, akla gelmedik sayısız işkencelerden geçirtir. İnsanların asaletine, soyluluğuna, bilhassa Müslümanların dinlerini altdırış etmez ve denildiğine göre Müslümanları dört parçaya ayırarak ve başka muhtelif şekillerde öldütür.
Sayfa 67Kitabı okudu