Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Dünya Yok
Modern Dünyanın Bunalımı kitabı, çağdaş dünyanın karmaşık sorunlarına odaklanarak okuyuculara derinlemesine bir analiz sunan etkileyici bir eserdir. Bu kitap, günümüz toplumunun bunalımını anlamak ve eleştirel bir bakış açısı geliştirmek isteyen herkes için büyük bir kaynak niteliği taşımaktadır.
Kitap, yazarın keskin gözlem yeteneği ve
"Yaban", Türk edebiyatının önemli eserlerinden biridir. Roman, Cumhuriyet döneminde geçen bir hikâyeyi anlatır ve toplumsal değişimi merkezine alır.
Hikâye, Anadolu'nun küçük bir kasabasında geçer. Kasaba, modernleşmenin etkisiyle köklü değişimlere uğramaktadır. Roman, baş karakterin kasabaya dönüşüyle birlikte geleneksel değerlerin ve modernizmin çatışmasını ele alır. Baş karakter, bu değişimi deneyimlerken, toplumla çatışma ve kimlik arayışı içinde bulur.
"Yaban", modernleşmenin getirdiği çelişkileri, yabancılaşmayı, aidiyet duygusunu ve kimlik bunalımını ele alan bir roman olarak öne çıkar. Roman, dönemin politik ve sosyal atmosferini yansıtan gerçekçi bir üslupla kaleme alınmıştır. Karakterler canlı ve gerçekçi, betimlemeler ise etkileyicidir. Okuyucuya, toplumsal dönüşümün karmaşıklıklarını ve insan psikolojisini gözlemleme fırsatı sunar.
"Yaban", Türk edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden biri olarak kabul edilir. Roman, modernleşme, değişim ve kimlik arayışı gibi önemli temaları işlemesiyle edebiyatseverlerin ilgisini çekmektedir. Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun ustalığıyla kaleme alınmış olan "Yaban", edebi değeri yüksek bir eserdir.
Bir Garip Otel
Öncelikle, kitabı tavsiye eder miyim? Açık konuşayım çok daha iyi kitaplar okudum. Karışık yoğun bir kitap olmamasına rağmen gereksiz ayrıntılar ile süslenmeye çalışılmış bir eser diyebilirim. Çok yalnız bir insan ve onun bunalımını merak eder misiniz? Ya da şöyle sorayım yalnızlıktan ruh hastası olmuş birini merak eder misiniz? Ben etmezdim ancak buna rağmen kitapta ince toplumsal eleştiriler yakaladım. Bu yakaladıklarımı da alıntılarda paylaştım. Benim paylaştığım kitaptaki alıntılardan daha derinlikte bir şey ile kitapta karşılaşmayacaksınız. Ancak yine de çok merak ediyorsanız okumaktan zarar gelmez. Kendi adıma, benden kitap tavsiyesi isteyenlere önermeyi düşünmüyorum. Bir garip otelde yaşananları ve oranın ruh hastası yöneticisini bilmesek de olur diye düşünüyorum. :)
Ağaoğlu döneminin tanığı olduğu Dar Zamanlar Üçlemesi'nin ilk kitabı olan Ölmeye Yatmak, isimli eserinde başkahraman Aysel çevresinde Cumhuriyetin ilk yıllarından DP yönetiminin iktidara geliş sürecine kadarki Türkiye'yi anlatıyor aslında. Gündelik hayatların özellikle roman türü için bir dönem tanığı, bir panaroma niteliği taşıması
Cumhuriyet döneminin ilk öğretmenlerinden aynı zamanda Türk şiirinin en güçlü isimlerinden Yahya Kemal Beyatlı’nın ve Ahmet Haşim’in öğrencisi olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Huzur romanı Osmanlı kültürü ve musikisi ile Cumhuriyet aydınının kimlik bunalımını ele alan Türk edebiyatının en önemli eserlerindendir.Kitapta Mümtaz Nuran aşkından daha ziyade Mümtaz’ın hayatı sorgulaması ön plandadır.Eserde temel çatışma Mümtaz’ın kendi mutluluğu ile toplumsal sorumluluk arasında kalmasıdır.Dede Efendi,Şeyh Galip gibi Osmanlı dönemi sanatçılarından,Batı edebiyatındaki pek çok yazar-şairden de izler taşır.Yazar eserinde bilinç akışı ve iç konuşma tekniklerinden sıkça yararlanır.Eser dört bölümden oluşur,3.bölüm(Suat) sonradan eklenmiştir.Türk edebiyatını anlamak için mutlaka okunması gereken bir kitaptır.
Artık hayatımın yarısını yaşıyorum, yarısını oynuyorum.
"Oyun nerede bitiyor, hayat nerede başlıyor, hiç anlamıyorum. Hayat nerede bitiyor, ölüm nerede başlıyor?"
#iletişimyayınları [sayfa 90]
OYUNLARLA YAŞAYANLAR
109 sayfalık, dolu dolu bir tiyatro eseri bu kitap.
Oyunlarla Yaşayanlar, Oğuz Atay'ın yazdığı tek tiyatro oyunudur.
Yine içimizin pasını söken; içimizi dışımıza döken enfess satırlar var kitapta. Kitabın ana konusu;
Tanzimat'tan bugüne sürekli değişen politik ve toplumsal değerlerin, hedeflerin, ölçütlerin mahkûm bıraktığı Türk aydınının kronik bunalımının öyküsü...
Bilindiği üzere her kitabında ayrı bir tutunamayanın hikâyesini, ana karakteri ön plana çıkartır Oğuz Atay. Atay'ın bu kitapta tutunamayan karakteri ise erkenden emekli tarih öğretmeni Coşkun'dur.
Çoşkun evli ama mutsuz bir adamdır. Tiyatroya merak salmış ve tiyatronun içinde varolabilen bir adamdır, Çoşkun. İçinde tuttuğu, hayalinde kurduğu, söylemek istediği ne varsa oyunlarla, sahnelerde, tiyatro ile anlatmak ister bunları.
Bunu başarabilmiş midir? İşte burası ise bir muamma.
Coşkun öğretmenin şu serzenişi ile bitirmek istiyorum kitap yorumumu.
Çoşkun:
" Ben de büyük meseleler yüzünden harcamak isterdim hayatımı. Küçük dertler yüzünden yıpranıp gitmek istemezdim."
Hepimiz sanırım bu hayatta bunu isterdik.
Küçük dertler yüzünden yıpranmamak... hayatı boşa harcamamak...
Mutlaka ama mutlaka okuyunuz bu harika eseri.
(Gurur ve Önyargı-Aşk ve Gurur)
Jane Austen çağının kadınlarının hayata bakış açılarını tiye almış, ülkenin ilk feministlerindendir. İnsanların zaaflarını esprili bir anlayış ve zarif bir mizahla eserine aktarmış.
Elizabeth ve kız kardeşleriyle o dönemki kadınların evlilik bunalımını bir başkaldırıya dönüştürmüş. Darcy le de toplumun önyargısal bakış açısının eleştirisini yapmış.
Bu yüzden gurur ve önyargı için aşk romanı demek çokta doğru değil bence aşk da var ama bunun yanında toplumsal cinsiyetçiliğe, statü farkına, toplumsal olgulara ve 1800lerin İngiltere si gibi birçok konuya da değinmiştir.
Ayrıca Elizabeth Bennet in hiçbir lafın altında kalmayışı ve dik kafalı oluşu kendine hayran bırakacak karakterler arasına arasında olmasını sağladı.
