Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Türk Destanının Tasnifi
– I – Millî destanlar, tarihi vak’aları tasvirden ziyade milletin yüksek millî duygularını in’ikâs ettiren, tamamıyla ve yahut az çok tarihe müstenit bir ideal âlemi gösteren halk edebiyatı eserlerinden ibarettir. Millî destanlar (épopée) meselesini ciddi surette tetkik edenler Fransız (Roland), Alman (Nibelungen Lied), Rus ve Hintlilerin
Ancaq belə xurafata skeptikcəsinə yanaşan Oran hersoqu Vilhelm Stüartlar sülaləsi hakimiyyətdən qovulandan sonra III Vilhelm adı ilə ingilis kralı olanda belə bir cadugərlikdən imtina etmişdi; onun yalnız bir dəfə bu cüt bir xəstəyə toxunub, sonra belə dediyini eşitmişdilər: “Qoy Allah sizə yaxşı sağlamlıq və çoxlu ağıl versin”.
Reklam
Hamlet (III, 4) oyununda kralın sözleri:
'' Düşüncelerimi aşağıda bırakıp sözlerim uçup gidiyor. düşünceler olmadan sözcükler asla cennete ulaşamaz.''
Sayfa 141 - SAYKitabı okudu
kabileler, öldürdükleri düşmanlarının ruhlarından batıl inanç kapsamına giren bir korku duyar; öyle bir korku ki, klasik eski çağın da yabancısı değildir ve büyük İngiliz oyun yazarı, Macbeth ve III. Richard yapıtlarında bu korkuyu ilgili kişilerin sanrıları(halüsilasyon) kılığında sahnede seyirci karşısına çıkarmıştır.
Sayfa 78 - Say YayınlarıKitabı okudu
Hükümdar Tabusu III
Bugün biz tanrı gibi tapılırken, yarın bir cani gibi öldürülebilir. Fakat halkın tutumundaki bu değişiklikte bir tutarsızlık ya da bir çelişki görmeye hakkımız yoktur. Tam tersine, halk, sonuna kadar mantıklı kalır. Kralları eğer tanrılarıysa, koruyucuları olduğunu göstermek zorundadır, diye düşünürler ve artık kendilerini korumak istemediğine göre de, bu işi yapmaya daha istekli başka birine yerini bırakması gerekir. Fakat kendisinden beklediklerini yerine getirdiği sürece, ona gösterdikleri ihtimamın sınırı yoktur ve onu da aynı gayretle kendi kendisine ihtimam göstermek zorunda bırakırlar.
Sayfa 72 - KabalcıKitabı okudu
Tabu-III
Tabular, çok eski birtakım yasaklar olup, vaktiyle bir ilkel insanlar kuşağına dıştan zorla kabul ettirilmiş ya da daha önceki bir kuşak tarafından ilkel insanların kafasına sokulmuştur. Bu yasaklar, icra edilmesi yönünde güçlü bir eğilim duyulan bazı eylemlerle ilgiliydiler. Daha sonra, belki yalnızca ataerkil ve toplumsal otorite tarafindan aktarılan bir gelenek halinde, kuşaktan kuşağa geçerek devam etmişlerdir. Sonraki kuşakların psikolojik hayatının "organik" bir parçası haline de gelmiş olabilirler. Ele aldığımız durumda, bir çeşit "doğuştan fikirler" in sözkonusu olup olmadığını ya da bu fikirlerin tek başlarına mı, yoksa eğitimle paralel bir şekilde mi tabu saplantısını belirlediklerini bir karara bağlamamıza imkân yoktur. Fakat tabunun korunması, sonuç olarak, bu kavimlerde tabu olan şeyi yapmak konusundaki ilkel isteğin devamına yol açmıştır. Bu kavimler, böylece, tabu yasakları karşısında ikircikli bir tavır benimsemişlerdir. Bu insanlar, bu yasakları çiğnemekten mutlu olacak iken, bunu yapmaktan korkarlar; korkarlar çünkü yapmak isterler ve korkuları isteklerinden daha güçlüdür. Ne var ki bu kavimlerin her üyesinde bu istek, tıpkı nevrozlularda olduğu gibi, bilinçdışıdır.
Sayfa 54 - KabalcıKitabı okudu
Reklam
Totem-III
Şimdi artık, totem sisteminin, psikanalizi bilhassa ilgilendiren özelliğini belirtmemiz gerekiyor. Bu sistemin geçerli olduğu hemen her yerde, şu yasayı içermekte olduğunu görüyoruz: tek ve aynı totem grubunun üyeleri, birbirleriyle cinsel ilişkide bulunamaz ve dolayısıyla, birbirleriyle evlenemezler. Totem sisteminin ayrılmaz parçası olan egzogami yasasıdır bu. Son derece sıkı şekilde uyulan bu yasak, hayli dikkate değer bir şeydir. Totemin mahiyeti ve özelliklerine dair bildiklerimizle herhangi bir mantıksal ilişkisi bulunmayan bir yasaktır ve nasıl olup da totemizme girebilmiş olduğu anlaşılmamaktadır.
Sayfa 15 - KabalcıKitabı okudu
III. ANİMİZM, MAJİ VE DÜŞÜNSEL HERŞEYE GÜCÜYETERLİLİK
Animizm dar anlamda ruhsal tasarımların, geniş anlamda genel olarak ruhsal varlıkların öğretisi anlamını içeriyor. Ayrıca bize cansız görünen doğanın canlılığı öğretisi demek olan animatizm kavramı da kullanılmakta, bunlara animalizm ve manizm kavramları da gelip katılmaktadır.
Sayfa 130Kitabı okudu