Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Günümüzde psikiyatri alanında “psikozların” aslında temel olarak fiziksel ve genetik olarak aktarılan hastalıklar olduğu yönünde iddialarda bulunan pek çok kişi var. (Psikoz, kişiyi gerçeklerden yani dış dünyadan koparıp, düşünce, idrak, konuşma ve davranış problemleri gösterebilen bir beyin hastalığıdır.)
Ne var ki, aile dışında işlenen suçlar genel olarak, aile içinde işlenenlere göre daha az kafa karışıklığı ve duygusal bölünme yaratır.
Reklam
Bunlar herhangi bir düzeyde başa çıkılması o kadar imkânsız olaylardır ki bütün aile bağlanma sistemini gizlilik ve örtbas etme kuyusuna çekerler. Bana göre, bir aile üyesinin kasıtlı ya da kasıtsız olarak öldürülmesi veya çocuk doğumuyla sonuçlanan ensest, çok özel travma durumlarıdır.
Dolaşık insanlar, ilişkiden kendilerini kurtarma konusunda yetersiz de hissederler, ilişkinin bitmesine veya kişinin gitmesine izin verdiklerini tasarladıkları anda, terk edilme korkusu ve suçluluk duyguları yaşarlar.
Gottfried Fischer ve Peter Riedesser, cinsel istismarın sonuçlarını dört başlık altında kategorize eder (Fischer ve Riedesser, 1999): • Çocuğun kendi cinselliğiyle ilgili travmatizasyonu şunlara yol açabilir: Cinsellik ve ahlâk hakkında hatalı fikirler, cin­sellikten tiksinme, utanmazlık ve sınır tanımazlık, zorlanımlı cinsel davranışlar, rastgele cinsel ilişki, fuhuş ve bü­tün ilişkilerin cinselleştirilmesi; • Çocuğun damgalanması ve suçlanması, suçluluk ve utanç duygularına, öz saygının zarar görmesine, deli olma duygu­suna, başkalarından yabancılaşma duygusuna, kendi kendi­ni tecrit etmeye, kendine zarar verme davranışlarına, suça yatkınlığa ve uyuşturucu madde kullanımına yol açar; • Güçsüz olma deneyimi şunlara yol açabilir: Benliğin ayrıl­ması, bilinçten kopuk hafıza kaybı, kâbuslar, fobiler, yeme ve uyku bozuklukları, okul sorunları, okuldan kaçma, sal­dırgan davranışlar ve duygusal çatışmaların fiziksel hasta­lıklarla dışa vurulması; • Çocuğun güvenine ihanet edilmesi şunlara yol açar: Depres­ yon, aşırı bağımlılık, öfke, kin, başkalarım değerlendirme­de yetersizlik, sağlam ve sağlıklı bir aile sahibi olma yönün­deki tatmin edilmemiş istek nedeniyle erken evlilik.
Çocuklarını sistematik olarak ihmal eden, reddeden, nefret eden, döven, hatta bazen öldüren ebeveynler vardır. Bu ebeveyn­ler, çocuklarını kendi fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının nesnesi hâline getirirler ve onlara kendi sevilme ihtiyaçlarını, üstesinden gelemedikleri korkuları ve nefret duygulannı yansıtırlar. Böylece, bir çocuğun başına gelebilecek en kötü şey gerçekleşmiş olur: Bağ kurma ihtiyacının travmatize olması, yani bağlanma travması.
Reklam
…intihar eğilimleri ve saldırganlık, acı veren duyguları idare etmenin olgunlaşmamış yöntemleridir. Gerçek olduğu gibi kabul edilmez ve kişi, kabullenip belki bu sayede bir miktar huzura kavuşabileceği tasdik etme yerine, kabul edemedi­ğini tahrip eder.
Geri166
997 öğeden 991 ile 997 arasındakiler gösteriliyor.