Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Varsız

Varsız
@trnsoyarslan
Aşkın kanununu yazsam yeniden Kimi ümitleri yel alır gider Kimi benim gibi sever gönülden Kimi senin gibi el olur gider youtube.com/watch?v=m8U_32c...
Çakal Taşları
4-) 24.03.2024 10:15 Ne tuhaf değil mi insan olmak? Lirik melodiler eşliğinde salınmak gibi değil var olmak; kompleks olguları, sofistike anlamları tam ortadan ikiye bölen bıçak kadar keskin, yalnız ve yorgun bu saatte. Balkonu karanlık kaplamış, ufka doğru bakarken yitiyor gözlerim. Her kibrit yakışımda bir insan resmi çiziyor ateşten.
Reklam
Saat geç oldu ama mekana kendi müziğini verelim. Varoş müziği deyince en iyi temsilcisi, akla ilk gelen isim herhalde Müslüm Gürses’tir. Varoş için paramparçayı söylüyor. youtube.com/watch?v=IWpBzKP...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bu sevdanın sonu gelmez, sana elveda diyorum" diyor mekanın kraliçesi. youtube.com/watch?v=c2M9lo7...
Arabesk varoşların müziğidir diye söyledik ya, bende varoş kelimesi tamamen negatif anlam yüklü değildir. İçinde çok sevdiğim davranış biçimlerini de taşıdığı için kullanırken çekince duymadan severek kullanırım. Doğallığı, samimiyeti ve en çok kendiliğindenliği de taşır kelime. Kendimi daha çok kasaba insanı olarak görürüm ama varoşluğu da hiç çekinmeden sahiplenebilirim. Buradaki varoşluk ise çok farklı tezahür ediyor. Beyinlerin havaya fırlatılıp asılı kaldığı, yaşamların ve elbette duyguların da alçak sürünmede resmi geçit yaptığı tamamen farklı bir varoşluk bu. Bütün olguların tersine döndüğü zift gibi bir yer. Benzetmeyi yaparken varoşa büyük haksızlık ettiğimi biliyordum ama başka çözüm yolu bulamadım. Biz müziğe dönelim, kendi müziğimize. Arabesk şarkıların içinde çok enteresan aşk tarifleri vardır, bazen bu tehlikeli boyutlara uzanır. “Ya Benimsin Ya Toprağın” bunlardan biridir. Ferdici olmanın güzel tarafı biz kendisine katılmasak da Ferdi abinin ferdi düşünceye duyduğu saygıdan ötürü bizi özgür bırakabilmesi. Kafamıza göre de şarkı dinleyebiliyoruz. Bu şarkı benim çocukluğumdan kulağımda kalan bir şarkı. Sanırım en çok dinlediğim arabesk şarkı da budur. Uzun süre aşkı bu şarkıdakine benzeterek yaşadığımı ve böyle bir aşka sahip olamamaktan da büyük üzüntü duyduğumu itiraf etmem gerekiyor. Aşk sadece bir kez yaşanırmış ve bir daha da ölüme kadar anlamını bulamazmış gibi, ölümüne aşk gibi. youtube.com/watch?v=mI1-ub-...
Reklam
Ahmet Kaya müziğine arabesk denilemez elbette ama dinleyici kitlesi ağırlıkla varoşlardan oluştuğu için buranın müziği sayılabilir. Gece müziği niyetine paylaşmamızda bir sakınca yok. “Kederli bir akşam içmişiz, sarhoşuz, hepsi bu” diyor şarkı. Belki içmemiş de derin hülyalara dalmışız, fazla güzelleşmişiz, hepsi bu. youtube.com/watch?v=Rvr2pBl...
Evet kendi müziğimizle devam edelim, taverna müziğinden paylaşım yapmayınca olmaz. Belli ki dönülmeyen uzak yerdesin diyor Cengiz abi, belli ki karanlıklar ülkesindesin. youtube.com/watch?v=CVu0TiB...
Ferdici olduk diye uzak geçmişe gitmemiz de bir sakınca yok, bazen böyle sevip okşuyoruz hatırladıkça kendimizi, bazen de... Şarkı Zerrin Özer'le sınıf atladı. youtube.com/watch?v=DzFhoCm...
İnsana ait her kültür kendi varoşunu oluşturur. Yazıya ait kültür de öyledir: Bul yapıştır, bul değiştir, etiketi koy içini doldur gibi. Eğer böyle bir yerdeyseniz yazının merkezinden uzağa düşmüş varoşta yaşıyorsunuz demektir: Alıntılarla yaşamak Hilal’e anlatır gibi olacak ama eşleştirme gereği burasının müziği de arabesktir. Öyküsel durumlar yaratma ihtiyacı duyuyorsak kullanıcı davranışlarının ereklerini imlemek içindir. Çok fazla arabesk bulduğumuzdandır. Oysa biz bu öyküselliğin içinde hiç olmamışızdır. Burada yaşıyorsak -kısa bir süre daha olsa da- kendi müziğimizi dinleyelim. Ferdi Tayfur’dan devam edelim. Yaktı Beni Ben ikinci yorumu çok beğendim, çok fazla eski şarkıya yeni yorum yapılıyor ama hepsi bunun kadar başarılı olamıyor. youtube.com/watch?v=RWWNPpO... youtube.com/watch?v=z4zao2R...
Aynı meyhanedeyiz ambiyansa gerek yok. Salaş biraz, boyaları dökülmeye yüz tutmuş, duvar çatlaklarından Leyla sızıyor. Leyla orospusu da terk etmiş ya beni, kaltak. Kaç tondur bilmem, keder de çökmüş üstüme, sol tarafıma dönemiyorum yan masadakiler uçup gidecek diye kederden. İçime içime çökmüşüm, gözlerim masada, bardaklar süzgün süzgün duruyor, şişe bana bakarken ağlıyor. Hemen de tükeniyor Leyla gibi. Leyla’yı getirsene bana diyorum, Leyla’yı. ‘Efendim, anlamadım’ diyor garson. Anlamazsın tabii diyorum, sen de Leyla gibi oldun köşede ziftlenirken. Şarkı başlıyor, başlasın vaktim bitiyor. Söylemiştim sanırım, ben uzun yıllar önce kesin dönüş yapıp artık Ferdici olmaya karar vermiştim. Ferdi düşüncenin önemine binaen, şimdi ne zaman varoşa insem mutlaka bir Ferdi Tayfur şarkısı dinliyorum. En çok beğendiğim şarkısını daha önce paylaşmıştım. Bu kez “Sen de mi Leyla” diyorum. youtube.com/watch?v=JrEqIR9...
Reklam
Dün varoşun da varoşu dedik ya şöyle bir dünya düşündüm: Mahalle aralarında yolunuzu kesip ‘Abi bir sigara versene’ diyen, ertesi gün sataşıp haraç istemeye kalkışan tinerci gençler, genelevin önüne sandalye atıp geleni geçeni gruba çağıran orospular, mahallenin bütün zenginlerine verip kahvenin önünden uslu uslu geçen namus fukarası yosmalar, para için her şeyi yapabilecek sahtekarın feriştahı apartman yöneticileri, zengin üfürükçü Nizamettin Hoca ile Mühendis Hamdi bey arasında kalmış ne yapacağını bilemeyen dul madamlar, her adımınızı gözetleyen organize hırsızlık çeteleri, enteresan zamanlarda ortaya çıkıp şair taklidi yapan yeteneksiz dalkavuklar, saadet zincirine üye toplamak için elinde megafonla zırt pırt ortaya çıkan düzenbazlar, daha sıralayabiliriz de seksenlerdeki Küçük Emrah’ın filmlerine benzeyen bir film için bu kadarı yeterli. İşte tam bu dünyanın içinde bütün varoşluğumu giyinmiş, hayatın sillesini, tokadını yemiş ,acıdan bir kütle halinde meyhaneye oturmuş içiyorum. Fonda da bu şarkı çalıyor. youtube.com/watch?v=iuIydUN...
Kardeşim Erdal! (Ben Edip) Mektubunu, çok sıkıntılı bir günün en korkunç noktasında ele geçirdim. Bütün gece şişman ve iyi kalpli bir adamla bakıp bakıp içtik. “Nereye baktınız?” diyeceksin, bilsem söylemez miydim. İki marul yediğimi, sarışın bir kızla konuştuğumu, şişman adama elimle “hadi eyvallah...” dediğimi hatırlıyorum sadece. Bunu şimdi hatırlıyorum. Simsiyah bir geceden bunlar kalmış aklımda. Bir de o korkunçluk noktasındaki ışık. Sana mektup yazacağımı biliyor muydum ne... Ya dünkü gün; o neydi o... Sur dışlarına çıktım, mezarlıklara gittim, mezarlıktaki bir havuz beynimi deldi. Suyun bu kadar katı olduğunu bilmezdim. Sonra bir karga gördüm galiba. Karga mıydı, yoksa kuş türlerinin hepsi birlikte mi uçuyordu, kestiremedim işte. Kimse ölmedi. İşim vardı oralarda; bir gün önce düşündüğümü aramaya çıkmıştım belki de. Olabilir (Ne güzel kelime şu “olabilir”). Sur kapısında bir eskici duruyordu. İğnesi, çekici, tanrısıyla duruyordu. Yanındaki tasa bir kösele parçası koymuş, onu cızırdatıyordu. Bendeki bir bakış daha doğrusu bir merak ipliği gidip geldi. Yaşasın dünyanın bütün surları! Sonra mezarlıklara girdim, biraz yürüdüm, çay içtim, bostanlara baktım (akşam yediğim marulları, bostanlara bağlayabilir miyiz). Dönüyordum galiba. Başladım “sıkıntı” kelimesini kurcalamaya işte. Önce şunu icat ettim: Sıkıntı, insanın iki nokta, daha doğrusu iki ölüm arasında olduğunu bilmesiydi. Ne olursa olsun böyleydi bu. Hareket noktamı bulmuştum. Düşünmeye başladım. Neyi? Kesin sıkıntıları: ------------------------------------------ Edip Cansever'den Erdal Öz'e Mektuplar 4 Nisan 1958
Seksenli yıllar arabeskin revaçta olduğu yıllardı. Arabesk sanatçıları milyonu aşan sayılarda kaset satar, konser alanlarını hınca hınç doldururdu. O günlerden şimdi Ferdi Tayfur, Müslüm Gürses, Orhan Gencebay biraz da Cengiz Kurdoğlu hatırlanıyor. Oysa geri planda bunların dışında da müzik yapan sanatçılar vardı. Varoşun da varoşu diye nitelendirilirlerdi ama siz onlara bakmayın, yok hayır isterseniz bakabilirsiniz. İrade sizin empati de yapabilirsiniz. Bu şarkının mekanlarda bol bol çalındığını, insanların diline dolandığını hatırlıyorum. youtube.com/watch?v=qQ_lRlU...
Müzik insanın ruhunu beslermiş, duygusal zekanın gelişimine de yardımcı olduğunu söylerler ama arabesk dinlerken mümkün mertebe empati yapmamak lazım. youtube.com/watch?v=qpPse9g...
Şarkılara son demiştik ama ben bunu başucumdaki şarkılar (bazen böyle kıvırabiliyorum) için söylemiştim. Şarkısız olmuyor, biri hüzünlü biri hareketli iki parça dinleyelim. youtube.com/watch?v=LHfKmlN... youtube.com/watch?v=rgIRaZ0...
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.