Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğçe

Normal çocuk
Vazgeçilmez çocukların hakkıdır anneye kızmak. Yani normal çocukların.
Sayfa 183
Reklam
Yarının kapısına beklentilerimizle bir alacaklı gibi dayanmak, hayal kırıklığı yaratır. Hayal kurmak ve umut etmek ise beklentilerin hırslardan ve takıntılardan arınmış şekli olduğu için onarıcıdır.
Korkmak ve kaçmak ikiz kardeştir. Nihai olarak ayrılma şeklimiz kişiliğimizi de ele verir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aşk size bir insan vaat eder, bombardıman ise bir süper kahraman.
Kendine güvenmek, “Ben her şeyi önleyebilirim” demek değildir. Kendi mücadele yeteneğine güvenmektir.
Reklam
Çekilen birçok acının, gerçek yarayı, bu yarayı taşıyan insanın bilincinden bile sakladığı olur.
Kendimize yeterince sevgi, ilgi ve şefkat gösteremediğimizde, bunu yakınlarımızın yapmasını bekleriz. Eğer bu gereksinimlerimizi bize kendiliklerinden ve istediğimiz şekilde sağlamazlarsa, biz de beklentilerimize yanıt vermeleri için baskı yapmaya başlarız. Duygu sömürüsü yaparak, baştan çıkararak ya da güç kullanarak karşımızdakinin rızayla vermediği şeyleri ondan almaya çalışırız
Sayfa 290Kitabı okudu
En kötü yalnızlık tek başına kalmak değildir, kişinin kendisine kötü bir arkadaş olmasıdır.
Öfke, kaçış ya da şiddet, genellikle yaralanmış taraflarımızı görmemek ve duymamak için karşımızdaki kişiyle aramıza koyduğumuz paravan duygulardır. Bu paravan duygular gerçek duygularımızdan bahsetmemize hatta bunları hissetmemize bile izin vermeyen sahte tutumlara yol açarlar.
Öfke hiddet ve tekrarlanan suçlamalar kalıplarımızın dışına taşmamıza izin verir. “Kendimden geçtim” deriz, çünkü eğer kendimize dönersek yaşayacağımız üzüntü, acı ve mahrumiyetten başka bir şey değildir. Yaralarımızı hissetmemek için öfke üretiriz.
Reklam
Genellikle mahrumiyet duygumuzun sahip olmayı dilediğimiz ama sahip olamadığımız şeylere kavuşunca yatışacağını düşünürüz: güzel bir ev, daha fazla tatil, ünlü ressamların orijinal tabloları, pahalı halılar, bir bilgisayar…
Çocuklukta yaşanan duygusal mahrumiyet, ardında derin izler bırakır ve yetişkin olduğumuz zaman bizi kendi kendimizi mahrum bırakmaya iter.
Arzumuzu karşı tarafın tatmin etmesini beklemenin ortaya çıkardığı terör duygusu, karşı tarafı arzulamanın hissettirdiği muhteşem duyguya yer bırakmaz.
“Mutluluğum sana bağlı. Öyleyse mutsuzluğumdan da sen sorumlusun” sözü en az ötekinin “Seninle ilgilendiğim için mutlu olmalısın” iddiası kadar korkunçtur.
İster net bir şekilde belirtilsin ister imâ edilsin, her “görev” yalnızca karşımızdakinin beklentisine uymayı arzuladığımız takdirde bir yük gibi sırtımıza biner.
158 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.