Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Postmodernizmin hedefleri/elde ettikleri
Yük­sek kültür ve kitle kültürü arasındaki eski ayrımları yerle bir etmek, modernizmin süreklilik kazandırdığı özerk yaratıcı sanatçı nosyonuna ve sanatın sanatkarane tanımına meydan okumak, sa­natın yalnızca bedende mevcut olmakla kalmayıp kitle kültürünün aşağılanan manzarası da dahil her yerde olduğunu göstermek.
Sayfa 78 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Montaj tekniğine duyulan arzu ve her bir metnin ço­kanlamlılığını ortaya çıkarmak amacıyla metnin yanılsatıcı bir­liğine karşı başlatılan saldırı Nietzsche'nin felsefesinin etkisini sergiler.
Sayfa 79 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Reklam
Postmodernizmin daha kapsamlı toplumsal süreçlerdeki bir ko­puşu ya da krizi temsil etmeyip, yalnızca entelektüellerin kendi alanları içerisindeki daha özgül bir krizin arazı olduğunun sa­vunulması elbette olanaklı. Sonuçta postmodernizm en­telektüellerin kendi projelerinin evrensel potansiyeline duydukları güveni yitirmelerini temsil eder. Bununla aynı zamanda boy­ gösteren entelektüel malların kendi kendisini değersizleştirmesi daha genel bir toplumsal değersizleşmedir.
Sayfa 79 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Hassan'in belirsizlikler doğrultusundaki eğilimler olarak kategorileştirdiği postmodern teoride bulduğu vurgu, açıklık, çoğulculuk, keyfilik, eklektisizm, tutunumsuzluk, paralojizm, metinlerarasılık, birçoğun bir karşısında öncelikli olduğunun kabul edilmesi; ve içkinliklerin, bizim manevi dünyalara ait olduğumuzun, kendi donuk simgesel özoluşturumumuzun ve tarihin ve öbür tüm üst anlatıların gerçekleşmesini önleyen bir göstergeler yayımının ve dağılımının tuzağına düşmüş olduğumuzun teslim edilmesi bundan kaynaklanır. Postmodernizm flaması altında benimsenen felsefe karşıtı, temel karşıtı (anti-foundational) felsefenin ortaya çıkışının, Batılı entelektüellerin kendi proielerinin üstünlüğüne duydukları güveni, insanlığın hedefleyeceği hakikat, ahlak ve üslup standartları oluşturma otorite ve kapasitesine sahip olduklarına duyduklari güveni yitirmelerini temsil ettiği savunulmuştur.
Sayfa 80 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Evrenselciliğin eleştirisi (sıklıkla öyle şişirilip hayali bir düşman haline getirilir ki, insanın inanası gelmez) evrenselcilik ve çoğulculuk, mutlakçılık ve görecilik, ta­raflılık ve mesafelilik arasında çeşitli harmanlamalar ve dengeler olabileceği olanağını hesaba katmaz. Ayrıca, tarih çarkının bu tikel çıkmazlar dizisiyle karşılaşınca kilitlendiği ya da bizim en sonunda yanıltıcı temsili anlamlandırma şemalarını yarıp geçerek ebedi insanlık durumunun sonsuz, ama yine de nihai olarak an­lamsız ve temellendirilemez olan sözcük eğirimini görme yö­nünde coşku verici cesarete sahip olduğumuz varsayımında, ka­pıdan kovulan evrenselciliğin bacadan içeri girmesi söz konusudur. Sonuçta yapabileceğimiz tek şey anlamlandırma oyu­nuna katılmaktan ibarettir ve böylece ister bilimlerde isterse top­lum bilimlerinde ya da insan bilimlerinde olsun, sanat, bilginin örnek çerçevesi haline gelir.
Sayfa 81 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Evrenselci şemalarıyla geçmiş yılların entelektüellerinin ço­cuksuluğu üzerinde odaklanılması, bizlerin bilgi açısından onlara göre ilerlediğimiz ve böylece bu ilerlemeye yaslanarak onların inançlarını kınayabilecek bir konumda olduğumuz duygusunun bacadan içeri girmesini sağlar.
Sayfa 81 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Reklam
Postmodernizmin karakteristik özelliği
(…) sanatsal ve entelektüel teorileştirme tarzları arasındaki ilişkiyi geliştirmeye, estetik beğeniyi bilginin bir ölçütü olarak oluşturmaya ve bir ya­şama kılavuzu olarak hayatı estetikleştirmeye çalışmak (…)
Sayfa 81 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Jameson postmodernizmin iki temel gö­rünümü olarak şunları saptar: (i) Gerçekliğin imajlara dönüşümü ve (ii) zamanın bir dizi şimdi haline geldiği şizofrenik bölük pör­çüklüğü.
Sayfa 82 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Postmodernizmin bir sosyolojisi,”postmodemizm" terimin gruplar arasındaki mücadelenin bir ödülü haline geldiği simgesel üretimdeki farklı uzman grupları arasında cereyan etmekte olan dışarlıklı ve yerleşik grupların rekabet, tekelleştirme, tekelin bo­zulması ve gasp edilmesi sürecini ve başvurdukları stratejileri he­saba katmak zorundadır.
Sayfa 83 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Aslında, postmodern sanatın bir öğesi olarak nitelenen bedenin es­tetikleştirilmesinin hem üretilmesi hem de değerlendirilmesi duy­gusal bir denetimsizliği gerektirir. Buna benzer şekilde şizofrenik ya da çokkatlı duyarlılıkları ortaya koyan ya da destekleyen ya da ödip öncesi aşamada yaşantılanan bedensel yoğunluklara bir "geri dönüş"ü destekleyen postmodern teoriler de daha büyük bir duy­gusal denetimsizliğe davetiye çıkarmaktadır. Buna ilave olarak, sanat eserlerini ve kendilerini sunarken daha enformel yordamlar ve üsluplar talep eden ve kullanan dışarlıklı grupların etkisiyle müzakereye dayalı yönetim tarzının akademik kurumlara da nüfuz ettiği savunulabilir.
Sayfa 88 - Ayrıntı Yayınları, 1996.Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.