Dünyada üç tür bencil olduğunu düşünüyordum. Kendileri yaşayıp başkalarını da yaşatan benciller; kendileri yaşayıp başkalarını yaşatmayan benciller ve kendileri yaşayamadıkları gibi başkalarını da yaşatmayan benciller...
Turgenyev
Peki, ümit ettiklerimden kaçı gerçek oldu? Ve artık hayatımın üzerine akşamın gölgesi düşmeye başlarken o hızlı geçen bahar fırtınasının geride bıraktığı anılardan daha canlı, daha değerli neyim kaldı?
Nedense beklediğim kadar etkilemedi beni ama güzel bir kitap yine de.
İçe dönük Aratov ve hırçın Klara’nın aşk hikayelerini okuyoruz. Tabi sıradan bir aşk hikayesi denemez, mistisizm etkisiyle ölülerle yaşayanlar arasındaki aşk hikayesi demek belki daha doğru olur. En azından karşılıklıya dönüştüğü andan sonra. :’)
Beni en çok etkileyen şey Klara ile Aratov’un bulvarda buluştukları kısımdı. Klara’yı hırçından öte biraz kibirli ve hatta ataerkil bulsam da (tokat attığı adam kendisini ‘mahvetmedi’ diye erkekten saymaması gibi gariplikler, dönemin zihniyeti düşünülünce garip değil ama yine de rahatsız olmadan edemiyor insan) duygularının asla anlaşılmadığını fark ettiğindeki acısını içimde hissettim. “Gerçekten hiç anlamadınız mı?” , “Karşımdasınız… En azından tek bir sözcük! Söyleyecek bir sözünüz bile mi yok?”
Sana kanatlarını bırakmayı öğrettiler Klara, başka haber yok.
Klara MiliçIvan Turgenyev · Can Yayınları · 20202,613 okunma
Dünyada üç tür bencil olduğunu düşünüyordum. Kendileri yaşayıp başkalarını da yaşatan benciller; kendileri yaşayıp başkalarını yaşatmayan benciller ve kendileri yaşayamadıkları gibi başkalarını da yaşatmayan benciller...
Turgenyev
Dünyada üç tür bencil olduğunu düşünüyordum. Kendileri yaşayıp başkalarını da yaşatan benciller; kendileri yaşayıp başkalarını yaşatmayan benciller ve kendileri yaşayamadıkları gibi başkalarını da yaşatmayan benciller...
Turgenyev