eskide bir gün, şurdan burdan konuştuklarımızı hatırlıyorum
güneşten ve dönencelerden ve kıyılara giden kimselerden
yaz olsa neyse. kar soluk bir gülüşün kefenini yırtıyor
ve durgun bir suya dönüşmüş bir akşam beni kıskandırıyor
eskimekten yassılmış bir tepenin hüznüyle hüzünleniveriyorum
ki ellerimiz bu sırada hayatı ve ölümü andırıyor
suyun akışı, kıyının ve sevincimin akışı nereye varıyor
şimdi üstümüzden geçip ötelere giden bu kuşların adı ne
sonra kuşların ve her şeyin ve aşkın adını kim veriyor
kimdir nerdedir var mıdır bütün bunların usta yazıcısı
biliyor musun gitgide yaralanıyoruz şurdan burdan
biliyor musun şimdi eskide, çok eskide o dinlence yüzüyle
dedemin en büyük haminnesi, ağır ağır saçlarını tarıyor.
Bilmem rengi nasıldır, boyu ne kadar.
Biçen her kimse yıllardır yanlış biçiyor.
Bir elbise ki, alabildiğine dar..
Nedir bir türlü sırrını anlamadık,
Kimdir bizimle böyle şaka ediyor,
Hangi cebini karıştırsan yalnızlık..