Oğuzların düzensizliği üzerine
Nizâm ül-mülk bu hu­susta; “Her ne kadar Türkmenlerden bıkkınlık geldi ise de sayıları çoktur. Bu devletin kuruluşunda çok hizmetleri ve emekleri geçtiği için de bu devlet üzerinde hakları vardır ve sultanın akrabalarıdır”.
Sayfa 115Kitabı okudu
Selçuk sultanları bir yandan Oğuzları devletlerinin kurucusu ve temeli saymışlar; bir yandan da feodal anlayışlarına göre yurtsuz oluşları ve itaatsiz hareketleri dolayısı ile onlar ile çok uğraşmışlardı.
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Halîfe mektubunda: “Ey Tuğrul beg Muhammedi! Aldığın memleketler sana kâfidir. Diğer İslâm ülkelerine ve hükümdarlarına dokunma” diyordu. Buna karşı Tuğrul beg: “Benim askerlerim (yani milletim)pek çoktur ve bu mem­leketler onlara kifâyet etmemektedir”.
Sayfa 114 - Kifayet: yeterlilikKitabı okudu
MİLLİ DEĞERLER VE MİLLİ RUH Yahya Kemal, Ziya Gökalp’la olan manzum bir şakalaşmasında: “Kökü mâzide olan atiyim” demişti. Bu dört kelimelik mısra, yaşamak kabiliyeti olan bütün milletler için değişmez bir düsturdur. Maziyi unutsak, atsak, inkâr etsek bile kökümüz, aslımız oradadır. Manevî kanımızda, yani ruhumuzda olan istidatların, iyi ve kötü
Milli Benlik Yirminci asır medeniyeti ve Avrupa milletleri ile temasa gelen insanların birçoğunda millî benlik hissinin sarsıldığını görüyoruz. Şüphesiz yüksek duygulu olan her medenî insan Avrupa ve Amerika’nın yüksek ilmini ve ince tekniğini görünce onlara karşı takdir ve hürmetle karışık bir hayranlık duyar. Fakat birçokları bu kadarla da
TÜRKLER HANGİ IRKTANDIR?  Hüseyin Nihâl ATSIZ Son zamanlarda bazı gazete ve mecmualarda, Türklerin mensup olduğu ırk hakkında bazı yazılar çıktı. Bunların hülâsası şudur: “Türkler Sarı Moğol ırkından değil, beyaz aryanî ırkındandır.” İlim yolu ile söylenmek istenen ve fakat objektif esaslara istinat etmeyen bu hükümler hakkında
Reklam
Gaspıralı İsmail Bey soruyordu: "Ne yapmalı? İşi nereden tutmalı? Sönmüş kalpleri nasıl alevlendirmeli? Basireti kapamış perdeleri nasıl atmalı? Gaflet sahrasında serpilip kalmış koca bir milleti ayağa nasıl kaldırmalı? "Türk-Tatarların büyük zaaflarına, böyle geride kalmasına sebep ne? Türk-Tatar milletini yok olmaktan kurtarmak için ne
Eeski Eserler ve Görülmeye Değer Yerler / Ehramlar=Piramîtler
Pek çok kimse tarafından Nuh Tufanı'ndan önce var olduğu söylenen, tarihi çok eski piramitlere Ehram denmektedir. Nuh Tufanı'ndan daha önce varolduğuna bir şey diyemem, ama Eski Yunan Medeniyeti'nin gelişme gösterdiği zamanlardan daha yaşlı oldukları kesinlikle gerçektir. Çünkü Eski Yunan bilgini ünlü Calinos, eserinde ehramlardan bahsetmektedir. Bu piramitler çok fazla sayıdaydı. İki günlük mesafeler içine yayılmış olarak bulunuyorlardı. Selahaddin Eyyubî zamanında çoğu yıktırıldı. Geride kalanlar ve kendilerine özel olarak ehram adı verilenler sadece üç tanedir. En büyüğünün yüksekliği 480 fit, yani Delhi'de Müslüman Türk Devlet Adamı Kutbuddîn Aybek tarafından yaptırılan DÜNYANIN EN YÜKSEK MİNARESİ (72 metre) KUTUB MİNAR'IN yüksekliğinin iki katıdır.
Sayfa 310Kitabı okudu
EDİRNE MEBUSU ŞEREF BEY’E Şeref Bey, Şimdiye kadar Millet Meclisinde sesinizin çıktığını hiç işitmemiştik. Halbuki 21-kânunusani-1934 tarihli Hâkimiyeti Milliye de, bana dair yazdığınız yazıda eski bir müverrih gibi konuşuyorsunuz. Tarihten salâhiyetle dem vurmanın moda olduğu şu zamanda, sizin de hiç bir ilmî salâhiyetiniz olmadan bu mevzua
Ahmet Muhip Dranas ile Atsız'ın polemiği
HADDİNİ BİL Hâkimiyeti Milliye’nin 21.XI.1933 tarihli 4434. sayısında A. Muhip imzasıyla Orhun’dan bahseden bir yazı çıktı. Tarihten de, felsefeden de salâhiyetle dem vuran ve benim “Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar” adlı eserimin başlangıcını tenkit eden bu yazı aynen şudur: Orhon (1) Edirne de bu namda bir mecmua intişar etmeye başladı.
1.000 öğeden 781 ile 790 arasındakiler gösteriliyor.