🗣️ Yurtta Barış Dünyada Barış Yüz Yaşında
Yön duygusunu yitirmiş olanlar ne yapsalar kaybetmeyen Atatürk ve ilkelerine karşı tüm güçleriyle birlikte çaresizlik içindeler.
Gerek iktidarda gerekse muhalefette hatta bürokrasi ve akademi dünyasında ki tüm karşıt çabalar karşısında ulusumuz Cumhuriyete, Atatürk ve devrimlerine sahip çıktığı için
Benim için 20. yüzyılın en bilge, en akıllı, bir İslam ülkesi için en bulunmaz politika dahisidir. Çağdaşlığın yönünü de kendinden sonra gelen herkesten on kat daha iyi anlamış ve hissetmiştir. Benim bugünkü değerlendirmeme göre herhalde İslam dünyası öyle bir adam yetiştirmedi hiç, hatta bütün dünya belki de o çapta bir adam yetiştirmedi. Cesur, dünyadan haberdar, pragmatik, hiçbir şekilde bağnaz olmayan bir adam. Onun rejimi kadar uzun süren başka rejim de yok. Şimdi onu sallayanlar Osmanlı artığı yobazlar, sömürgeciler. O zaman sadece çağdaşlık kavramı vardı. Basit bir formül: "İslam dünyası laik olmalıdır." Ya olur ya batar. Bugün de aynı şeyi düşünüyorum, hiç değişmedi. Laik ne demek? Cumhuriyet'te Türkiye dindar kaldı. Ben dindarlığa karşı hiçbir şey yapıldığını görmedim, bazı aşırı gruplar olsa bile. Herkes namazını kılardı, orucunu tutardı, camiye giderdi filan. Öyle bir değişiklik olmadı hiçbir zaman. Zaten Batı'da da kiliseye bir şey olmadı. Ama hükümet, en azından yüzeyde, tamamen dinden ayrıldı. Devlet dinin idare ettiği bir sistem olmaktan tamamen çıktı. Ama ne cuma namazı ortadan kalktı, ne de şimdiki gibi merasim haline dönüştü. Bayramlar, namazlar, ramazanlar devam etti gitti.
Sayfa 44 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - II. Baskı: Ocak 2008 • I. BÖLÜM: Cumhuriyet Kuşağı YetişiyorKitabı okudu
Rahmetli kalemin bir kaç romanı okudum. Oradaki atmosferi bu romanda göremedim çünkü bu romanda öze dönüş değil laik yönetimi eleştirilerin hakim olduğu bir hava vardır. Okurken biraz beni hayal kırıklığına uğrattı çünkü tam onun Cüneyd Suavi gibi ruh doktoru sanarken laik düşmanı bağnaz algısına büründüğünü gördüm. Doğrusu Tanrı bilir çünkü
''Laiklik, bugün büyük ölçüde ömrünü tamamlamış bir kavramdır. Gerçekte Türkiye, hiçbir zaman laik olmadı. Belki de Kemalist bir teokrasiyi, laiklik zannetti çoğu kimse.''
Benimle aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz diye belirterek, derdini, daha doğrusu dert edindiklerini olabilecek en açık ifadeyle serimlemiş bir yazarın kitabına yorum yapmak denli zor bir girişim olamaz sanırım. Sırf bu sebeptendir ki bu bir inceleme, eleştiri yazısı olmayacak.. Kitap Aziz Nesin’in kendisi tarafından seçilmiş, Aydınlık
Sitede beni yakından tanıyanlar az çok bilir, tarihi yaşanmışlıklardan dolayı Arap halkına karşı genelde olumsuz gözle bakmışımdır. O yüzden baştan belirteyim incelemedeki yorumlarım objektif yönde olmayacaktır, ama bu durum kitap hakkında doğru bilgi vermeme engel değildir.
Kitabın yazarı Arap bir gazetecidir. Yazar, genel anlamda objektif