Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Talha ÖZYÜKSEL
Talha ÖZYÜKSEL
@tutancome10
Eğer doldurmayı biliyorsan günün yüzlerce cebi vardır.
Öğretmen
Lisans
Van
Ankara, 15 Temmuz
17 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Sonunun daha etkileyici olmasını bekledim çünkü gidişat mükemmeldi. Belki sonu çok iyiydi ama beklentim daha farklıydı diyeyim kısaca. 1971 yapımı filmi de var bu kitabın henüz izlemedim ama herkes önerdi. Kitap bittiğine göre artık filmi de izlenebilecek duruma geldi. Açıkçası distopya türünde en iyi kitaplardan biri olabilir Otomatik Portakal. Okumak isteyene kesin önerim olurdu.
İyi okumalae.
Anlam arama çabaları..
Kitap öğretmen adayları için önerilen kitaplar arasında. Açıkçası bu kitabı almadan değil de okuduktan sonra fark ettim bunu. Her eğitimci için okunması gereken psikoloji kitapları arasında kesinlikle Goleman'ın bu eseri de olmalı.
Rehberlik dersinde bile sadece kitaptan 1 yıllık konu çıkar.
-spoiler-
Yeri geliyor empati, yeri geliyor arkadaşlık, yeri geliyor evlilikten dahi bahsediyor. "Her birini nasıl doğru yürütebiliriz''in cevabı var bu kitapta. Konu sayısı fazla olmasına rağmen akıcılık bozulmamış ve her birini ayrı ayrı başlıkta yorumlamış Goleman. Bu da kitabı gerçekten okunabilir kılmış.
-spoiler-
Psikolojiyle ilgilenen insanların Freud, Jung, Adler gibi öncülerden sonra okuması gereken kitaplardandır. Kitap bittiğinde günlük hayatta normal gelen şeylerin aslında farklı sebepleri olduğunu anlıyorsunuz. Psikolojik rahatlama için hal hareketlerinize vereceğiniz çekidüzen ile birlikte bir nebze de olsa artık düzgün ilişkiler kurabiliyorsunuz. Gayet iyi hazırlanmış okunası bir kitaptır.
Ödüllü kitap olsa da düşük beklentiyle okunası
Duygusuz bir dünyada neler olabileceğinden bahsedilen, insanların sevgisiz, kedersiz dünyasında nasıl bir hayat süreceğinden bahsedilmiş.
Kitabın türü distopya olsa da kitabın başkahramanı Jonas'ın sergilediği davranışlar bir ütopya örneği.
-spoiler-
Eğitimli bir ailede büyüyen Jonas ailesinden hiçbir duyguyu öğrenememiş. Her günü aynı geçiyor sürekli eğitim eğitim. Diğer evlatlıklara da aynısı yapılıyor. Aktarıcı anılar aracılığıyla duyguları öğrettiğinde gerçek acıyı tatmaya başlıyor, yaşama ilk adımını atıyor. Babasının topluluktan Gabe'i dışlayıp öldürmemesi için Gabe ile birlikte kaçıyorlar ve en huzursuz anılardan biriyle bağdaşan bir final görüyoruz.
-spoiler-
Açıkçası kitabı beğenemedim. Başlangıcı iyiydi ama gelişim ve final gerçekten olmamış. Yazarın farklı bir düşünce yapısı var okunursa sırf bunun için okunur yoksa şahsi olarak hoşuma giden bir kitap olmadı.
Okur Takip Önerileri
U. N. Owen ve 9 nigger'ı
Polisiye her zaman bana sıkıcı gelmiştir. Kitaba büyük bir ön yargıyla başladım, hatta önceleri bu kitabı neden aldım ki diye kendime sormuştum elimdeki kitap stoğu bitince bu kitaba kaldım ve itiraf ediyorum ki iyi ki de kalmışım!
Bu kitap bilindik polisiye ve dedektiflik kitapları gibi değildi. 8 puan vermiştim kitabın sönsözünü okumadan. Sonsözü okuduğumda 10/10 verdim.
-spoiler-
Katilin Yargıç Wargrave olduğu aklıma gelecek son senaryo olurdu herhalde. Ben Lombard olarak basit düşündüm. Ya da gerçekten adada başka biri mi var diye düşünüyordum. Sona kalan da her şeyi düzenlemiş olabilirdi ama sona Vera kalınca hayır dedim bu isim benim aradığım isim değil. Sonsözde anlatılan her şeyi kelime kelimesine iki kez okudum kaçırmak istemedim hiçbir yerini ve kitap bitince söylediğim ilk şey "Agatha tam bir manyak" oldu.
-spoiler-
Senaryosu harika, asla sıkmıyor bilakis mükemmel akıcılıkta kısa bir kitap. Ben çok sevdim. Eğer polisiye ya da dedektiflik düşünürseniz önerebileceğim kitaplardandır.
Psikolojiye ilgisi olan biri olarak beni kesinlikle zorlayan bir kitap oldu.
Freud'un diğer kitaplarını da okumuşluğum var en son "totem ve tabu" kitabında zorlanmıştım. Bu kitapta da aynı şekilde zorlandım. Çünkü kitapta verilen örnekler genelde Almanca kökenli. Anlamak için ayrıyeten alttaki açıklama bölümüne bakmak gerekiyor. Bir süreden sonra bu durumdan sıkıldım. Eğer sağlam bir Almancam olsaydı bu keşmekeşi yaşamazdım diye düşünüyorum. Çevirisi gayet iyiydi ama örnekler asli dilinde daha mantıklı oturuyor. İngilizce bilen biri olarak örnekleri anlamada zorlandım keşke Almanca da bilseydim :)
Günlük hayattaki hatalı eylemlerimizin bazılarının bilinçaltımızda yatan zıt olgulardan kaynaklandığını söylüyor bu kitabında Freud.
-spoiler-
Misalen bastırma şeklinde kendini gösteren eylemi çok daha kolay unuturuz ve hakkında konuşurken daha sık hata yaparız. Sürekli göz önünde bulunan şeyler hakkında konuşurken hata yapıyorsak, bilinçaltımızda o konuyla ilgili düşüncemiz farklıdır ve söylemek istediğimiz şeyin tersini (asıl düşündüğümüzü) bir an ağzımızdan kaçırıveririz. Bu herkesin başına gelmiştir.
-spoiler
Kitap okunası ama zor bir kitap. Freud'a başlamak için en iyi seçenek şeklinde yazı var kapağında. Ben pek katılmıyorum. Freud için "Kültürdeki Huzursuzluk'' ile başlayın derim.
Okunası
Kitap genel olarak tatmin etti diyebilirim ama kitaptaki bahsedilene göre tüm müslümanlar cahil ve aptal olarak ele alınmış. Ben o şekilde düşünmüyorum. İnsanın inançlara biraz saygısı olmalı. Tüm Müslümanlar kitapta söylendiği gibi aptal olamaz. İncil ve İsa fazlasıyla övülmüş. Tevrat ve Kur'an ise genel anlamıyla yerin dibine sokulmuş.
-spoiler-
Kitapta Tevrat ile Kur'an'ın benzerliğinden fazlaca bahsedilmiş evet ama verilen örnekler beni pek tatmin etmedi.
Beni tatmin eden noktalara gelirsek, gerçekten de günümüz dünyasında birçok Müslüman ülkede savaş var ve çoğu birbirleriyle savaş içinde. Bu olay kitapta güzel işlenmiş. Onun dışında Ebabil Kuşları ile ilgili olan bölüm de mantıklı geldi. Lut Kavmi'ni de bu kadar detaylı bilmiyordum bayağı bir şey kattı o yönden.
-spoiler-
Son olarak kitabı önerir miyim derseniz, öneririm. Ancak daha önce bu konularda bilginiz yoksa sıfırsanız okumayın. Aklınızı kolay karıştırabilecek bir kitap çünkü politika da içeriyor. Eğer biraz dini konularla aranız varsa karşıt görüş olarak bile okuyabilirsiniz. En çok Arif Tekin'in nasıl imamlıktan bu noktaya geldiğini öğrenmek istemiştim ama kitabın konusu bu değildi tabii. Başka kitaba artık..
Başucu kitabı dendiğinde aklıma ilk gelen kitaptır 1984. Hatta kitap dendiğinde bile aklıma ilk gelen olabilir. Öyle ki bu platformda hakkında bahsedeceğim ilk kitap bu.
Popülist kültür sevmeyenler olacak elbette. "ben popüler şeyleri sevmiyorum abi yaa" diyenlere rast gelmişsinizdir. Bu kitap popüler olmasına rağmen asla düşük profilli değil. Herkesin okuyunca etkilendiği, isminin bile farklı bir hikayesi olan bir eser.
Buradaki herkes zaten kitabın muazzamlığından bahsetmiş ben biraz isim hikayesinden bahsedeyim:
Başyapıtın 1948'de Orwell tarafından yazımı bitiriliyor. Ardından uzunca süre kitabın ismi hakkında düşünüyor. Aklına gelen birçok isim oluyor tabii, ki bu süreç kitabı yazmaktan daha zor olabilir. İsmi hoşunuza gitmeyen kitabın içini bile açmayabilirsiniz. Orwell 1980-82 tarihini vermeyi düşünüyor ama ona göre bir manası olmadığını hissederek 1948'de yazdığı kitabın ismini 8 ve 4 rakamlarının yerini değiştirerek hayata geçiriyor. Pekala 1948'de INGSOC yok, kitapta adı geçen türlü bakanlıklar yok. Distopyası geleceğe dönük olduğundan 1948 değil de 1984 ismini vermiştir.
Ek bilgi: kitabın basımı 1948 değil 1949'dur.
