Bu esrarengiz Doktor Ox ne yapmaya çalışmıştı? Sadece çılgınca bir deney; başka bir şey değil.
Gaz borularını yerleştirdikten sonra, tek bir hidrojen atomunu dahi işin içine katmadan, Quiquendone'un kamu binalarını, sonra özel konutlarını ve nihayet sokaklarını saf oksijenle doldurdu.
Tatsız, kokusuz olan bu gaz, yüksek dozda havaya karı şınca, solunduğu zaman, organizmada ciddi bozukluklara yol açar. Oksijene doymuş bir ortamda yaşanırsa, kızgınlık, aşırı kızgınlık, tutuşma hali ortaya çıkar!
Normal havaya kavuşulur kavuşulmaz, eski duruma geri dönülür; oksijen, ağırlığı nedeniyle alt katmanlarda çökel diği için gözetleme kulesinin tepesinde, kendilerini yeniden solunabilir bir hava içinde bulan danışman ve belediye baş kanının durumu da bunun bir kanıtıdır.
Ayrıca bu koşullarda yaşamak, ruh kadar vücutta da fizyolojik değişikliklere yol açan bu gazı solumak, ölçüsüz bir yaşam süren bu çılgınlarda olduğu gibi, ölümü çabuklaştırır.
Uzun sözün kısası, sonuç olarak, erdem, cesaret, yetenek, zekâ, hayal gücü gibi bütün nitelik ya da özellikler yalnızca bir oksijen sorununa bağlı olabilir miydi?...
Soluduğumuz hava elbette ki hem ruhen hem de bedenen insanı etkiler fakat ahlâkî değerler, insanî olgular hava ile değil din ile değişir.
Her doğan çocuk İslam fıtratı üzere doğar, insanlar bozulmamış fıtratlarla doğru olan medeniyete ulaşabilir, çünkü saf fıtrat İslamdır. Ne zaman ki insanların fıtratları bozuldu işte o zaman kargaşa, savaş huzursuzluk hakim oldu. Utapik bir kitap olmasına rağmen aslında gerçeklerle de bağlantısı çok olan bir kitap. Kısa ve etkileyici.