B
@ucnokta7
Öğle sıcağı geçer, akşam olur, sonra da gece... Acı çekenlerin, yorgun olanların, sessiz evlerine dönecek tatlı bir şekilde uyuyacakları zaman gelir. (239-Babalar ve Oğullar)
Hiçlik
Hayal dünyası
95 okur puanı
Ocak 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Kendi üzerimizde kullandığımız gücümüzün geliştirilmesiyle elde edilebilecek en güzel sonuçlardan biri, çabaların her gün tekrarlanmasını cesurca kabullenmektir.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Ortaöğretim programları her öğrenciyi dağıtmak için hazırlanmış gibidir.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Çünkü her tembel aynı zamanda kıskançtır.
Sayfa 6 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Okur Takip Önerileri
Vasiyeti bir yönetmelik... İnsanın faaliyetlerini bir duvar saatinin düzenli hareketi içine sokar ve onu eyleme geçmenin ve yaşamanın yorucu onurundan muaf tutar.
Sayfa 5 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Tutkular doğaları gereği geçicidir; ne kadar şiddetliyseler o kadar kısa sürerler.
Sayfa 3 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Tek karakterli bir insan kadar az bulunur bir şey olmadığı söylenebilir.
Ancak özgürlüğümüzü büyük bir mücadeleyle ele geçirmeyi başarırsak özgür olabiliriz.
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Halbuki maymun iştahlılık ve asabilik, iyileştirikmeye çalışılması gereken iki irade hastalığıdır.
Kâmran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz. Ben asıl bugün dul kalıyorum... Bütün olan, geçen senelere rağmen sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
Bu kadın kısmına yüz vermeye gelmez.
Avrupalılar tıbbı, kimyayı, felekiyat ve riyaziyatı Araplardan aldıkları halde biz ne halt karıştırıp Avrupalılardan yeni bilgileri almıyoruz?
Kızım, kadın kısmının süs ve altına tutkusu bir yaradılış eğilimidir. İlle muallim kısmının öyle yüzü gözü boyalı sınıfa girmesi caiz değildir.
Ne kadar talebeniz var? dedi.
On üç kız, dört erkek çocuk, efendim.
On yedi çocuk için bir mektep. Garip lüks!
Eskiden ölümü başka türlü düşünürdüm. İnsan elli sene, altmış sene, hülasa istediği kadar yorgunluktan bitap düşünceye kadar gezer, koşar, eğlenir. Sonra, gözleri tatlı bir uyku ihtiyacıyla mahmurlaşmaya başlar. O vakit bembeyaz, temiz bir yatağa uzanır.