Bu gidişle, kırk elli yıl sonra, insanlar kendilerinden ölesiye sıkılacak Luise. O zamana kadar isyankar kalabi­lenlerin de soyu tükenecek ve hiç kimse çocukları dünyay­la oynamaları için cesaretlendirmeyecek. Çocuklar bu dün­yaya adım attıkları andan itibaren hayatın kaskatı ciddiye­tiyle tanışacaklar. Ölçülü yemek yeme, ölçülü oyun oynama ve ölçülü bir öğrenmeyle tüm neşeleri yok edilecek. Mantık öğrenecek ama asla mantıklı olamayacaklar. Zeka fukara­sı zavallı mahluklar olarak büyüyecek, hala yaratıcı olanlar hayata karşı muğlak bir hüzün ve özlem duyacaklar.
Günde sekiz saat sessiz sakin oturamadıkları için, anne babaları günlerce televizyon izlediği için, çocuklarıyla hiç konuşmadıkları, elini yüzünü yıka, yatmaya git, gürültü yapma dışında bir şey söylemedikleri için. Çocuklar günün birinde öfkeden kudurup ağlama krizine girince de psikiyatriste ya da psikoloğa, adı psi ile başlayan birine götürülürler.
Sayfa 247Kitabı okudu
Reklam
“En büyük hırsızlık şu: Niteliklerimi benden alıyorlar. Kendim gibi olmama izin vermiyorlar. Her özelliğimin önüne bir ‘fazla’ koyuyorlar: Fazla spontanesin, fazla safsın, fazla dürüstsün, bir yargıya varmakta fazla hızlısın… Anlayamadığım halde anlamamı bekliyorlar; kabul edemediğim şeyleri kabullenmemi , sabırsızlıktan çıldırmama rağmen sabretmemi istiyorlar. Kendi kararlarımı almama izin yok. Kendim olmayı bırakmamı istiyorlar “
Sayfa 88
256 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
kül ve kemik
Bir adam tren istasyonunda durmaktadır. Richard. Ve çok sevdiği Paddy'nin ölümünün ardından aklında iki kelime "Kül ve Kemik" Henüz hayatta olmasına rağmen kendisinin de kül ve kemik olduğunu düşünür. Yanından geçen kanlı canlı insanların da. Sevdiğin birinin ölümü insana tam olarak bunu yapar işte. Algıladığın dünyayı parçalar, her
İlkbahar
İlkbaharAli Smith · Kafka Kitap · 202232 okunma
A.T.: Sanatın devletle uzaktan yakından alakası yoktur, yan yana gelmemesi gerekir. Devletin edebiyat uzmanı olamaz. Ama totaliter sistemlerde buna hep rastlıyoruz. Komünist rejimden kaçmış, kitap yazmış yazarlar bunun altını çok çizdiler. Herkese her defasında önerdiğim Vladimir Makanin'in Underground Ya Da Çağımızın Bir Kahramanı romanında da bu anlatılıyor. Sistemi öven, sistemle sorun yaşamayan sanatçıların girdiği bir beyaz liste vardır. El üstünde tutulurlar, onlara bütün kapılar açılır ve sırf sanatçı oldukları için havadan para verilir. Çalışmalarına bile gerek yoktur. Bütün totaliter rejimlerin karakterlerinden biridir bu zaten. Monika Maron'un Uçucu Kül romanı, sistem işleyişindeki problemi anlattığı için sorun yaşayan bir gazeteciyi konu alır. Dumandan boğulan bir kasabayı haber yapması halinde başına gelenler silsilesidir romanın özü. Dolayısıyla totaliter rejimlerde devletin edebiyat uzmanı, müzisyeni, sanatçısı her zaman var. Ve bunların genellikle anahtarı da paradır. Parayla açar, parayla kapar. Bunu en sert anlatan bence Makanin.
Sayfa 45 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Şehir zifiri karanlik. Çünkü günes sadece gülmeyi bilenlerin olduğu yerlerde açiyor. "
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
232 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.