Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

ugur akkocoglu

"Şimdi her şey spora döndü. Her şeye sürat karıştı. Sabahleyin yatağınızdan fırlayınca şu yana dönüp tuvaletinizi yapacaksınız. Öbür yana dönüp kahvaltınızı edeceksiniz. Derhal sokak, oto, sürat, çabukluk, çeviklik. Her şey yıldırım hızıyla olacak. Sevmek de bıkmak da...
Sayfa 105 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okuyor
Reklam
Kan Turalı
Yalap yalap yapıldayan ince elbiselim Yere basmayıp yürüyen servi boylum Kar üzerine kan damlamış gibi kızıl yanaklım Çifte badem sığmayan dar ağızlım Kalemcilerin çaldığı kara kaşlım Kurumsu kırk tutam kara saçlım Aslan soylu sultan kızı Öldürmeye ben seni kıyar mıydım Öz canıma kıyarım, ben sana kıymam Ben seni sınardım
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 7. BasımKitabı okudu
benzetmeler harika
Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Evden çıkıp yürüyende selvi boylum Topuğunda sarmaşanda kara saçlım Kurulu yaya benzer çatma kaşlım Çifte badem sığmayan dar ağızlım Güz elmasına benzer al yanaklım, kavunum Üyleğim, düvleğim görür müsün neler oldu
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 7. BasımKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hani dediğim bey erenler Dünya benimdir diyenler Ecel aldı, yer gizledi Fâni dunya kime kaldi Gelimli gidimli dünya Son ucu ölümlü dünya Akıbet: Uzun yaşın ucu ölüm, ahiri ayrılık Dua edeyim hanım: Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın Ak sakallı babanın yeri uçmak olsun Ak pürçekli ananın yeri behişt olsun Kadir seni namerde muhtaç etmesin Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun Amin amin diyenler didar görsün Yığıştırsın deriştirsin, günahınızı Muhammed Mustafa'ya bağışlasın hanım hey!
Sayfa 186 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 7. BasımKitabı okudu
Birbirimizi nasıl anlayacağımızı yaşlandıkça daha iyi öğreniyoruz. İnşallah daha gerçek ve içten sevmeyi de öğreniyoruzdur. Anlayış ve sevgi, sadece yaşla gelen bir bilgeliği gerektirir. Ama bu bilgeliğin gelişiminin en yüksek noktasında ortadan silineceğiz. Güzde sararan ağaçları göremeyeceğiz artık. Baharda zarafetle fışkıran kırları göremeyeceğiz. Her birimiz sadece yıldan yıla sararan bir anı oluşturacağız.
Sayfa 64 - Metis YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Ağlayıp sızlanmakla değişmez ki kader! Aklın olup da dövüneceğine, Olmasın da dertlenme.
Sayfa 313 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. BasımKitabı okudu
Caddedeki kalabalık beni sahiden sıktı. Ben ikide birde böyle oluyorum, bazen bütün insanları boyunlarına sarılıp öpecek kadar seviyorum, bazen de hiçbirinin yüzünü görmek istemiyorum. Bu nefret filan değil... İnsanlardan nefret etmeyi düşünmedim bile... Sadece bir yalnızlık ihtiyacı. Öyle günlerim oluyor ki, etrafımda küçük bir hareket, en hafif bir ses bile istemiyorum. Taşıp dökülecek kadar kendi kendimi doyurduğumu hissediyorum. Kafamda, hiçbir şeyle değişilmesi mümkün olmayan muazzam hayaller, bana her şeylerden daha kuvvetli görünen fikirler birbirini kovalıyor... Fakat sonra birdenbire etrafımda bana yakın birini arıyorum. Bütün bu beynimde geçen şeyleri teker teker, uzun uzun anlatacak birini. O zaman ne kadar hazin bir hal aldığımı tasavvur edemezsiniz. Kış günü sokağa atılmış üç günlük bir kedi yavrusu gibi kendimi zavallı hissediyorum. Odamdaki duvarlar birdenbire büyüyüveriyor. Pencerelerin dışındaki şehir ve hayat bir anda, insanı içinde boğacak kadar kudretli ve geniş oluyor... Zannediyorum ki, tasavvuru bile baş döndüren bir süratle hiç durmadan koşup giden bu hayat ve bir avuç toprağının bile doğru dürüst esrarına varamadığımız bu karmakarışık dünya beni bir buğday tanesi, bir karınca gibi ezip geçiverecek...
Sayfa 83 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Beni sevdiğini söyledi... Bir insan tarafından sevilmek bu kadar fena mı? Beni şimdiye kadar kim sevdi?
Sayfa 79 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Ne yapsan bir şey söyleyecekler elbet; Bırak söylesin millet!
Sayfa 95 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 5. BasımKitabı okudu
Dünyada şimdi onunla yan yana bulunmamamız kadar mantıksız ve lüzumsuz ne vardır acaba?
Sayfa 70 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
Çocukluğundan beri etrafında duyduğu sözler, gördüğü insanlar onda neşe ve saadetten korkmak, bunların şeamet getirici bir şey olduğuna inanmak itiyadını yaratmıştı. "Çok gülmenin arkası ağlamaktır!” gibi sözler sarsılmaz kanaatler halinde ruhuna yerleşmişti. Herhangi memnun edici bir hadise, ilk sevinç ihtizazları geçer geçmez, sebepsiz bir korku ve hüzün yaratıyor ve Ömer ancak birtakım gülünç hilelerle bundan kurtulmaya çabalıyordu.
Sayfa 68 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz vardı? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmektense hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi?
Sayfa 32 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Hayatta fevkalade hiçbir hadise yoktur. Her şey birbirinin aynısıdır. İşte bu kadar.
Sayfa 12 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Aklını başına derleyip bu pis ruh haletini tahlil etmek istersin. İnsan ruhunun çözülmez düğümleri bir muamma gibi önüne serilir. Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran simidi gibi sarılırsın. Çünkü nedense hepimizde maddi olsun manevi olsun bütün dertlerimize bir isim takmak merakı vardır, bunu yapmazsak büsbütün çılgına döneriz.
Sayfa 4 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Bahar İstanbul'da ölümlerin çoğaldığı mevsimdir. Kışı bin zorlukla çıkaran hastalar ve ihtiyarlardan birçoğu baharda pes ederler. Etrafta her şey uyanır ve yeniden yaşamaya hazırlanırken ölmek muhakkak ki çok acıdır. Fakat bunun bir ufak teselli tarafı da vardır cenaze yalnız kalmaz. Bir ilkbahar öğlesinin ılık güneşinde keskinleşmiş çayır kekik ve servi kokuları arasında dostlar elbette daha derin bir vefa ile insanı mezarına götürürler.
Sayfa 125 - İnkılap KitabeviKitabı okudu
299 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.