Bir sel var içimde, ona yatak istiyorum
Bir ankâ var içimde, ona kanat istiyorum
Bir mahşer var içimde, ona mizan istiyorum
Bir dünya var içimde, ona nizam istiyorum
Bir kavga var içimde, ona karar istiyorum
Bir mecnun var içimde, ona zincir istiyorum
Bir mirâs var içimde, ona vâris istiyorum
Bilmiyorum ne var içimde?
Sel gelir, sel alir,yel gelir, yel alir,el gelir, el alir
Sağarlar, açarlar, çalarlar, kaçarlar
Gene de dolar, gene de taşar.
Bir define var içimde, ona yağma istiyorum
İ'lem Eyyühel-Aziz
Senin..
İktidarın kısa,
bekân az,
hayatın mahdud,
ömrünün günleri ma'dud
ve her şeyin fânidir..
Öyle ise
şu kısa,
fâni ömrünü,
fâni şeylere sarfetme ki,
fâni olmasın.
Bâki şeylere sarfet ki
bâki kalsın..
Tevazu: Kulun karşılaştığı herkesi kendinden faziletli görmesidir. Kul, "Belki de bu kişi Allah katında benden daha hayırlıdır ve derecesi daha yüksektedir," şeklinde düşünmelidir. Ve kendi kendine demelidir ki, "Eğer yaş olarak benden küçük ise bu karşılaştığım kişi, Allah'a isyan etmemiştir hiç. Benim ise isyanım boldur. Şüphe yok ki daha hayırlıdır bu kişi benden. Eğer yaşlıysa benden şu karşılaştığım, Allah'a kulluğu benden öncedir. Âlim ise bana verilmeyen ona verilmiştir. Nail olmadığıma nail olmuştur. Bilmediğimi bilir. İlmiyle de amel eder. Cahil ise eğer, bilirim ki isyanı cehalet iledir. Ben ise bildiğim halde günah işliyorum. Benim akıbetim nasıl olacak, onunki nasıl? Bilmiyorum. Eğer kâfir ise bilemem ki Müslüman olup akıbetinin hayır üzerine olup olmayacağını. Belki de ben küfür üzerine ölürüm de akıbetim berbat olur." Şefkat ve ürpermenin kapısıdır bu.