Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu giderek genel kültür haline geliyor: gittikçe daha az okuyor, daha çok seyrediyoruz...
Sayfa 39 - e-kitapKitabı okudu
mütiş
Artık yalnızca köleler var - ve bu kölelik içinde birileri paranın, ötekiler ise parasızlığın kölesi durumundalar...
Sayfa 75 - e-kitapKitabı okudu
Reklam
“Düşünce olmadan düşünce özgürlüğünden nasıl bahsedersiniz?”
Şu giderek genel kültür haline geliyor: gittikçe daha az okuyor, daha çok seyrediyoruz...
hüzün geriye kalandır.biraz blues dinleyin benim için...
357 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
68 günde okudu
Ulus Baker doktora tezinden uyarlanan kanaatlerden imajlara kitabıyla modern toplumların, “kanaat toplumları” olduğunu öne sürerek başlıyor işe.. Kanaat toplumunun “ne” olduğunu açıklayıp ona eleştirel bir bakış açısı getirdikten sonra, toplumu ve siyasal gerçekliği “kanaatler” temelinde değil, “duygular ve sezgiler” temelinde değerlendiriyor. İmajların gündelik hayatın her alanını kaplamasının, kanaatleri ve dolayısıyla insan düşüncesini belirlemedeki önemini vurgulamış, imajları klişeler olmaktan çıkararak toplumsal düzeyde işleyen duygulara yol açabilen bir niteliğe kavuşturabilecek bir “duygular sosyolojisi” oluşturulması savını sunmuştur. Marx’ın ünlü sözünde : “filozoflar şimdiye kadar dünyayı yorumlamakla yetindiler, ama önemli olan, onu değiştirmektir”. kısacası, “bilmemek” olarak bilgisizlik, bilimsel bilginin elde edilmesinden önce gelen bir durum değildir, tersine ondan sonra gelir: eylem yoluyla başarılır.. Tasavvur, ya da sanat işi- yeniyi yaratmaya yönelen zihinler. Her konuya artık alışkın olduğumuz o ustalıkla değiniyor.. Marx'ın uyarısına kulak vererek, toplumu kavramanın yolunun, insanların eylemlerini ve bu eylemlerdeki duygudaşlığı kavramaktan geçtiğini öne sürmekte, insanlara kendileri hakkındaki kanaatlerini sormanın anlamsızlığını kelimesi kelimesine işliyor. Büyülenmemek elde değil.. :) ''Toplumsal tip sokaklar ile kitaplar arasında saptanabilir..'' diyerek bitiriyorum. :) Gerçekten de, insanlar bildiklerindense bilmeyip anlamadıkları şeylere inanırlar. Bilmek için okuyunuz.. :)
Kanaatlerden İmajlara
Kanaatlerden İmajlaraUlus Baker · Birikim Yayınları · 202297 okunma
Reklam
Artık roman sanatı bile toplumsal tipler üretemiyor (oysa eskiden Dostoyevski'nin Budala'sı, Dickens'ın "yoksul"u, Gogol'ün "memur"u vardı...)
Sayfa 326 - e-kitapKitabı okudu
“Bana hakikati değil, kesinliği ver” -Freud
Ne kadar kolaylıkla yalan söyleyebileceğimi anladığım andan itibaren artık hiç kimseye inanmamaya karar verdim.
Doyumlarımızın peşinden koşturup durdukça "hayata yapıştıkça", mutlu falan olmuyoruz; olsa olsa, mutluluğun yerine koyduğumuz birtakım hazların, gergin ve belirsiz dünyasında yaşayıp gidiyoruz.
Reklam
“Tanrı günah işleyen bir Adem yaratmadı. Günah işleyecek bir Adem yaratmış değil. Adem’i yarattı ama Adem’in içinde günah işleyeceği bir dünyayı da yarattı.”
Lacan’ın bir formülü var her şeyden önce: “Birisini sevmek, kendinde olmayanı vermektir.” diyor.
Her şeyi anlamak zorunda değilsiniz. Anlamak yalnızca dünyayla ilişkimizin bir düzeyinden ibaret, tümü değil.
Bir de şunu düşünmenizi istiyorum, her şeyi anlamak zorunda değilsiniz. Anlamak yalnızca dünyayla ilişkimizin bir düzeyinden ibaret, tümü değil.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.