Terörist Yahûdî'nin Gazze'deki hastaneyi bombalayıp 1000'e yakın Müslüman'ı şehîd etmesini tel'în ediyor, şehîdlerimize yüce Rabbimizden yüksek dereceler niyâz ediyorum.
Şu saatte Flash TV'de "Mehmetçik Gazze'ye gidecek mi?" sorusunu cevaplarken; "Artık Arap çöllerinde Mehmetçiğin dökeceği kan yok" şeklinde cevap vererek Gazze’mizi, Filistin’imizi, Kudüs’ümüzü ve Mescid-i Aksâmızı "Arap çölleri" diye aşağılayan Ümit Özdağ zihniyetine yûh olsun diyorum.
Herkes bilsin ki bu savaş Gazze'de bitmeyecek, Mescid-i Aksâ'da durmayacak, 20 küsûr vilâyetimizin de içinde bulunduğu "Vaad edilmiş Topraklar" projesini gerçekleştirinceye kadar Yahûdî ve arkasındaki küffâr durmayacak.
Yağmur yağar çise çise, bugün size, yarın bize.
Bugün Gazze'ye malıyla canıyla yardım etmeyen devletler ve milletler şunu iyi bilsinler ki; bu zulme dur demedikleri müddetçe bundan sonra hiç kimse evinde ocağında güvende olmayacak!
Nietzsche 'ye göre Hristiyan ahlakının dünya görüşü temelden hatalıdır. Burada bahsi geçen ahlak, insan davranışını tek bir standarda uydurmaya çalıştığı için, inanmışlar üzerinde psikolojik tahribat yaratmaktadır.
Nietzsche, öteki hayatın var olmadığını söylemekle kalmaz Tanrı'ya ümit bağlamanın yersizliğinden ve komedisinden de bahseder. Bu sebepten Tan Kızıllığı felsefesi, dine yapılmış bir başkaldırı olarak kabul edilebilir.
Nietzsche'nin felsefik görüşleri hassas bünyeme ağır gelmekle beraber bir insanın kendini ara sıra "farklı olanda" dinlendirebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca felsefik dimağlara yepyeni boyutlar açıp çokça da düşündürtmesi bakımından okurken aşırı keyif aldım ve şaşırdım.
Tan KızıllığıFriedrich Nietzsche · İmge Kitabevi · 1997863 okunma
“Türk insanına “Giderlerse gitsinler!” diyerek yerlerine sığır çobanlarını dolduran bir yaklaşım Türk ekonomisini 21. yüzyılda ilkelleşmeye mahkûm kılacak bir yaklaşımdır...”
Ümit Özdağ kitapta şu anki siyasi iktidarın ülkede sebep olduğu Devlet krizi, milli birlik krizi, ekonomik kriz ve başını Suriyelilerin çektiği göçmen krizini ayrıntılarıyla ve belgeleriyle anlatıyor.
Özellikle 15 Temmuz olayı bahanesi ve 2016 referandumu sonrasında, hiç bir Anayasal hak ve özgürlük tanımadan, yüce meclisi işlevsizleştirerek ülke yönetimini nasıl kendi amaçları uğruna değiştirdiklerini ve bunları yaparken liyakatsiz atamalar nedeniyle ülkede oluşan yönetim krizi ve bunun tetiklediği diğer krizleri okuyacaksınız. Özellikle mülteci krizi ile ilgili okuduklarınız ülkenin geleceği adına endişelerinizi kat kat arttıracak. Ve maalesef kitapta anlatılanlar sadece 2019 yılına kadar olan süreç.
Peki tüm bu yaşananlarda sadece "Harun olmaya gelip Karun olanlar" mı suçlu? Kendisine dokunulmadığı sürece her türlü zulme, yolsuzluğa, adam kayırmacılığa, ihanete sessiz kalan -her kesimiyle- toplum ?
İyi okumalar.
• İstihbarat; toplumumuzda yanlış anlaşılan, yanlış bilinen, korkulan, önyargıyla yaklaşılan bir faaliyet olarak görülmekte.
Halbuki, istihbarat ve istihbaratın tamamlayıcı argümanları psikolojik savaş ve propaganda ülkemizde yaşayan her ferdin günlük hayatının kaçınılmaz parçasıdır. İstihbarat ve İstihbaratçı kelimelerine karşı duyulan
KPSS’de aldığı 88,295 not ile fizik öğretmenliği alanında Türkiye birincisi olan bir genç kızımız mülakatta 55 puan alarak elenince “Tüm soruları bilmeme rağmen elendim, neden, anlamadım!” diye sormaktadır.