Hz.Peygamber devri.
Ebû Talha henüz müslüman olmamış idi. Ümmü Süleym(Rumeysa)’e evlenme teklifinde bulundu. Ümmü Süleym ona şu cevabı verdi:
“Doğrusu ben de sana hevesliyim. Senin gibisi kaçırılmaz. Lâkin sen kâfir bir adamsın, bense Müslüman bir kadınım, seninle evlenmem doğru olmaz.
Kitabın son sayfasında yukarıdaki olay anlatılıyor. Bence kitabın içeriğinde de bu olaydan esinlenilmiş.
-Spoiler-
Süheylâ’nın arkadaşı Şükran bir gün gelip ona Engin’in zengin bir kadınla nişanlandığını söyler. Bu haberle Süheylâ bambaşka bir Süheylâ olmuştur artık. İlk önce Hayyalel felah seslerini duyar ve anlamını öğrenir ardından da annesinden kendisine Kuran okumasını ister. Sonunda da müslüman olur. Bir süre sonra aslında Engin’in nişanlanmadığı haberini alırlar. Şükran’ın düğününde karşılaşır ikisi ve Süheylâ ona unutamadığı o sözleri söyler:
“Harama batmışsın. Mülevves bir ortamda çırpınıp duruyorsun. Hadi gel harama batmamış bir beldeye hicret edelim.”
Engin susar cevap vermez, Süheylâ ise gider. Engin hayallerine ulaşmış çok zengin olmuştu ama sevdiği kadın artık yoktu. Sürekli onu arar ancak bulamaz çünkü Süheylâ tamamen gitmişti. Artık Engin de onunla aynı yoldaydı ikisi de aynı hakikati arama yolundaydı.
Kitap benim için çok anlamlı ve güzeldi. Çevremde de bu olayları yaşayan aslında çokça insan var ve hepsine bu kitabı hediye etmek istedim. Bir şans verilip okunması gereken güzel bir kitap bence.