Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ada! Evlatlarını Ümmü Süleym gibi Peygamberin Mektebine, biri Enes gibi âlim, biri Berâ gibi Mücahid olsun. Yürü! Arkana bakmadan risalet davasının zorlu yollarını, adımların küçük, işlerin az olsa bile Allah bereketini ihsan etsin.
Ümmü Süleym'in hayatından mesaj;
Aşk ideal bir muallimin olmazsa olmaz vasfıdır; onu istenilen düzeyde hayatına hakim kıl ki peygamber sevdası ile yoğrulan talebeler yetiştirebilirsin. Kimin gibi Berra gibi, Enes gibi....
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Ümmü Süleym'in hayatından mesaj;
Muhabbet ideal bir annenin olmazsa olmaz vasfıdır; onu istenilen düzeyde hayatına hakim kıl ki evladını gözünden bile sakınsan, Allah'ın davasına kurban olarak verebilirsin. kimin gibi Berra gibi Enes gibi...
Sayfa 118Kitabı okudu
Ümmü Süleym'in hayatından mesaj:
Hanım isen itaat, erkek isen meşveret, ideal bir eşin olmazsa olmaz vasfıdır; onu istenilen düzeyde hayatına hakim kıl ki evini cennet kılabilesin
Sayfa 118Kitabı okudu
Kuşkusuz Ümmü Süleym'in en önemli vasfı, hayat çizgisinin hiç sarsılmadan istikamet ile yürümesinin en önemli vesilesi, şimdilerde bizlerin her geçen gün biraz daha yıprattığı, istenilen oranda tesis edemediği ama bir müslüman'da olmazsa olmaz vasıf olan, teslimiyetti.
Anam babam feda olsun sana
Geçimlerini sağlayabilecekleri bir işleri olmayan Ehl-i Suffe'nin maişetiyle bizzar ilgilenen Resulullah akşam olunca karınlarını doyurmak için onları birer ikişer ashaba taksim eder, kendisi de evine götürür, yedirip içirdikten sonra yatmaları için tekrar Suffe'ye gönderirdi. Allah Resulü'nün hemen hemen her gece evine misafir kabul ettiği Suffeliler 10 kişi civarında oluyordu. Tirmizi ve Ebu Müslim'in verdiği bilgiye göre bazen Suffe'dekilerin tamamını evine davet eder, onlara ikramlarda bulunurdu. Nitekim Hz. Zeyneb'le evlendiği zaman Ümmü Süleym'in gönderdiği düğün yemeğine, içlerinde Ashab-ı Suffe'nin de bulunduğu 300 kadar sahabi katılmış, bunlar 10'ar kişilik gruplar halinde yemek yemişti.
DT
Reklam
Henüz 10 yaşında...
Ümmü Süleym mahcup ve üzgündü: " Ya Rasûlallah! Dünya malı namına size sunabileceğim hiçbir şeyim yok. Kabul buyurursanız Size Enes'imi hizmet etsin diye getirdim..."
Sayfa 342Kitabı okudu
Unutulan Bir Sünnet: Tahnik
Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem- yeni doğan çocukları kucağına alır, bir hurma tanesi ister, hurmayı ezerek onunla bebeğin damağını güzelce ovardı. Bu işleme "tahnik" denir. Hadis kaynaklarında buna dair birçok aktarım var, ama benim en sevdiğim rivayet şu: Enes bin Malik anlatıyor: "Annem Ummu Suleym bir erkek çocuk doğurmuştu. Çocuğu bana verdi ve 'Ey Enes! Sen bu çocuğu Rasûlullah'ın huzuruna götürünceye kadar hiç kimse ona süt emzirmesin!" dedi. Nihayet sabah olunca çocuğu alıp Rasûlullah'ın yanına vardım. Beni görünce, 'Ummu Suleym doğum mu yaptı?" diye sordu. Ben de 'evet' dedim ve çocuğu getirip kucağına koy- dum. Rasûlullah, Medine'nin acve hurmasından bir hurma istedi. Onu kendi ağzında eritinceye kadar çiğnedi, sonra çocuğun ağzına verdi. Çocuk da dilini dudakları üzerinde gezdire gezdire yalanmaya başladı. Bunu gören Rasûlullah, yanında bulunanlara: 'Ensar'ın (Medineliler'in) hurmaya olan sevgisine bakınız!' buyurdu. Sonra elini çocuğun yüzüne sürdü ve ona Abdullah adını koydu." (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd)
Sayfa 146
İmam Ahmed hazretlerinin Yahya b. Saîd-Malik b. Miğvel-Abdullah b. Büreyde yoluyla Büreyde radıyallâhu anhdan naklettiği bir hadiste su ifadeler geçmektedir: "Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, 'Allah'ım, şüphesiz ki ben senin kendisinden başka ilah olmayan, Ahad ve Samed, doğurmamış ve doğmamış olan ve hiç kimse kendisine denk olmayan Allah olduğuna şahitlik etmem karşılığında senden istiyorum' diye dua eden bir adamı işitince şöyle buyurdu: Bu adam Allah'ın en büyük ismiyle istekte bulundu ki o isimle kendisinden bir şey istendiğinde verir ve o isimle kendisine dua edildiğinde kabul eder." Berā b. Azib radıyallâhu anhın naklettiğine göre Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Allah bir kuluna hayır vermeyi dilediği zaman ona şu kelimeleri öğretir, sonra onları bir daha unutmaz: Allah'ım, şüphesiz ki ben zayıfım, zayıflığımı rızan yolunda kuvvetlendir, beni hayra yönlendir ve rızamın son noktasını İslam eyle. Allah'ım, şüphesiz ki ben zayıfım, beni kuvvetlendir; ben zelilim, beni aziz eyle; ben fakirim, beni zengin eyle." Enes b. Malik radıyallahu anh şöyle anlatıyor: "Ümmü Süleym bir keresinde Resûlullah sallallâhu aleyhi ve selleme geldi ve şöyle dedi: Ey Allah'ın elçisi, bana dua edebileceğim bazı kelimeler öğret. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: On kere sü bhanallah, on kere elhamdülillah ve on kere Allahu ekber de, sonra ihtiyacını iste. O zaman Allah der ki yaptım, yaptım!"
Sayfa 324Kitabı okudu
Duaya başlamadan önce yüce Allah'ı zikretmelidir. Ümmü Süleym radıyallâhu anha bir keresinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemden, dua edeceği bazı sözleri kendisine öğretmesini isteyince ona şöyle buyurur: "On kere Allah'ı tesbih edersin (sübhanallah), on kere tahmid edersin (elhamdülillah), on kere tekbir getirirsin (Allahu ekber), sonra ihtiyacını istersin. O zaman Allah buyurur ki yaptım, yaptım!"
Sayfa 316Kitabı okudu
Reklam
Gözlerim doldu, bir ölüm haberi ancak bu kadar güzel verilebilir:
"Ebû Umeyr hastalanıp yatağa düştü. O günlerde de Ebû Talha Medine dışındaydı. Ebû Talha eve döndüğü gece Ebû Umeyr vefat etmişti. Ümmü Süleym, kocası Ebû Talha uzun yoldan geldiği için Ebû Umeyr'in vefatını gece söylemenin anlamı olmadığını düşünerek kocasına bu üzücü haberi sabah namazında vermeye karar verdi. Bir ara Ebû Talha, Ebû Umeyr'in durumunu sorunca Ümmü Süleym tevriye yaparak: 'O, şimdi eskisinden daha sakin.' dedi. Yemek ikram edildi, sofra kuruldu. Sabah Bilal'in sesi duyulmadan hemen önce ikisi de ayaktaydı. Ağlamamak için kendisini zor tutan Ümmü Süleym, teslimiyet noktasında çok önemli bir duruş sergiliyordu. Ümmü Süleym: 'Ey EbûTalha! Falanca aileyi gördün mü? Kullanmaları için verdiğim emaneti geri almaya gittiğimde ağırlarına gitti. Vermek istemediler.' dedi. Hz. Ebû Talha: 'Öyle şey olur mu? Hiç de iyi yapmamışlar!' cevabını verdi. Bunun üzerine Ümmü Süleym: 'Şunu bil ki Allah emanetini bizden aldı. Ebû Umeyr vefat etti.' dedi. Ebû Talha: 'Nasıl böyle bir şey olur? Neden söylemedin?' diye öfkelenirken Bilal'in sesi duyulunca namaza gitti. Namaz kılındı. Ebû Talha, Resûlullah'ın huzuruna gelip: 'Ya Resûlullah! Sevdiğin Ebû Umeyr öldü.' diyerek Ümmü Süleym ile başından geçen hadiseyi anlattı..."
Siyer Yayınları
Enes (ra) anlatıyor: Ebû Talhâ’nın oğlu hasta idi. Ebû Talhâ evden ayrılınca, çocuk öldü. Eve döndüğünde: –Oğlum nasıl oldu, diye sordu. Çocuğun annesi Ümmü Süleym: –O şimdi rahata kavuştu, diye karşılık verdi. Ardından akşam yemeğini getirdi. Ebû Talhâ akşam yemeğini yedikten sonra eşi ile beraber oldu. Bilahare eşi ona: –Çocuğu gömün, dedi. Ebû Talhâ sabahleyin Resûlullah’ın (sav) yanına gitti, gece olup bitenleri anlattı. Peygamber (sav) , “Bu gece beraber oldunuz mu?” dedi. Ebû Talhâ: –Evet, dedi. Peygamber (sav), “Allah’ım, bunlara bereket ver.” dedi. Ümmü Süleym bir oğlan çocuğu doğurdu. Bunun üzerine Ebû Talhâ bana: –Çocuğu al, Peygamber’e (sav) götür, dedi. Bir miktar da hurma gönderdi. Peygamber (sav) , “Çocuğun yanında bir şey var mı?” dedi. –Evet, birkaç hurma var, dedim. Resûlullah (sav), hurmaları ağzına alıp çiğnedikten sonra çıkardı ve çocuğun ağzına koydu; damağını ovdu, adını Abdullah koydu. (Buhârî, Akîka, 1; Müslim, Âdâb, 23)
"Ümmü Süleym şöyle dedi: 'Ebû Talha! Vallahi sen reddedilmeyecek bir erkeksin. Benim kocam beni Müslüman olduğum için terk etti. Sen de benim kapıma müşrik olarak geliyorsun. Ben bir müşrikle evlenemem. Eğer Müslüman olup gelirsen senden tek bir dinar ve tek bir dirhem mehir istemeden senin hanımın olacağım. Ebû Talha! Sen akıllı bir adamsın. Tahtadan taştan yapılan putlara nasıl tazim edersin? Düşünsene ağacın bir parçasıyla put yapıp önünde tazim ediyorsun, bir parçasını da yakıyorsun?"
Siyer Yayınları
Ümmü Süleym
Halbuki tabiat ölüyor ve sonra diriliyordu. Hayat bulanlar bir gün hayatını yitiriyordu. Bütün bunları takdir eden bir Allah'ın olduğuna inanmak gönlüne huzur vermişti.
Sayfa 339Kitabı okudu
168 syf.
·
Puan vermedi
بســـــــــــــــــــم اللّٰه الرحمن الرحيم ✿ •| Kitap da 22 erkek ve 15 kadın olmak üzere toplam 37 sahabe efendimizden bahsetmektedir. ⁠●⁠ Erkek sahabe efendilerimiz aşağıdaki gibidir, 1– Allah'ın Dostunun Dostu: Ebû Bekir Es-Sıddîk (r.a.) 2– Hz.Ömer (r.a.): " Müslüman Oluşu Fetih, Hicreti Zafer, Yöneticiliği Rahmet " 3– İki
Sahabe Hatıraları
Sahabe HatıralarıElif Erdem · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 2018395 okunma
515 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.