Kelime-i tevhidi dillendirmiş her Müslüman’ın yapabileceği çok fazla hayır işi var- dır ve bunların hiçbirinin boşa gitmeyeceğini Resûlullah aleyhisselam garanti etmektedir. Hayır işlerinde malımızı kullanabilir, dille bir işe aracılık edebilir veya fikir verebilir, iki küsü barıştırabilir, müminin birine umut aşılayacak herhangi işe imza atabiliriz. İhtiyarın birine selam verebilir, muhabbet içine yanına gittiğini ona söyle- yebiliriz ve bundan mutlu olduğunda karşılığını Allah'tan bulacağımızı da bilmeliyiz. Mümini sevindireni, o müminin Rabbi sevindirecektir. Kur'an okumayı öğretmekten ayakka- bi boyamayı öğretmeye, ütü yapmanın inceliğini öğretmeye kadar sayısız fırsat en gencinden yaşlısına kadar her müminin önünde tamamıyla masrafsız olarak beklemektedir. Eğer belli yaşa gelmiş bir mümin, "ben yapacak hayır bulamıyorum" diyecek kadar önünü göremediği bedbahtlık yaşıyorsa onun afet duası okuması iyi olur, çünkü canlı cenaze gibidir! Ümmetimizin hiçbir ferdi 'odun' değildir, olamaz. İşe yaramaz bir dindaşımız yoktur ve hepimizin yapacağı işler muhakkak bulunabilir. Hiç değilse şu vardır: Abdest alıp iki rekât namaz kıldıktan sonra ümmetimizin hastaları için dua edemez mi insan? Buna bir meleğin âmin demesi ve ağır hastalıkla inleyen bir çocuğun bu duanın isabetiyle şifaya kavuşmasına vesile olma ihtimali elbette vardır. Öyleyse hani iyilik yapamazdın? Pek çok şey yapabilirsin.