İlk defa Hakan Günday'a ait bir romanı okudum. Aslında merak ettiğim ve okumak istediğim ilk ve en popüler romanı olan "Kinyas ve Kayra" idi.
Okuma öncesi yazar hakkında yorum ve incelemeleri okurken okur yorumlarını iki farklı uçta dağılmış olarak buldum. Hakan Günday toplum içinde sapkın diye nitelendirilen cinselliğe kitaplarında çok fazla yer verdiği için("Az" dışındaki diğer romanlarında sapkın cinselliğin ne kadar yer ettiğini bilmiyorum) genellikle bu konuları yazabilen, ya usta bir edebiyatçı ya da sapık olarak tanımlanmıştı.
Evet kitapta cinselliğe çok fazla yer verilmiş. İkincisi roman bazen ekseninden çıkarak değerli yazar Oğuz Atay'ı romanın çok fazla merkezine koymuş. Üçünsüsü ise, kitapta geçen bir çok olaya ait gerçekleşmesi zor olan olasılığın her birinin gerçekleşmesi imkansızı zorlar derecede olmuş. Buna birde toplum içinde çok az insanın gerçekleştirebileceği olay ihtimalleri de bu olasılıklardan bağımsız olarak eklenince bu roman ütopik olmasada matematiksel olarak bir ütopikliği ortaya koymuş görünüyor.
Kitabı bitirdiğimde; ne iyi ki okudum, ne de keşke okumasaydım diyebileceğim bir kitap olarak kaldı.
Şermin Yaşar, 23 Nisan 1920'de meclisin açılış töreninde çekilmiş olan fotoğrafta görünen, tezgah açıp satış yapan çocuktan ilham alarak çok güzel bir hikaye koymuş ortaya.
İlber Ortaylı'dan kitap ortalarına serpiştirilen notlar ve kapanış yazısını ise çok beğendim.
Bir çocuk kitabı... Uzmanlık alanım değil ama daha sarsıcı ve coşkulu bir dille yazılabilirdi gibi geliyor. Belki bir çocuk romanı olduğundan böyle yazılmıştır. Herkes mutlaka okumalı.