"İşte o zaman ifade etme ihtiyacı arttıkça duygularını, kaçınılmaz olarak kendiliğinden patlak verene kadar daha da sertçe ve inatla maskeleyen bir kalbin inatçılığını anladım. Artık her şey unutulup, sevgiye, minnete, şefkate ve gözyaşlarına duyulan özleme bırakıveriyordu insan kendisini."