Küçük aşklarım oldu hep... Kolayca seks yaparım, ama bu aynı şey değil, bu başka bir şey. Erkek kokusunu sevmem, aşk kokusunu değil, erkek kokusunu. Banyoya girince hemen anlarım oraya bir erkeğin geldiğini... ister en pahalı parfümü sürsün, ister en pahalı sigaraları içsin... İnsanın başka bir insanı yanında tutması için ne kadar çok çalışması gerektiğini düşündüğüm zaman korku sarar beni. Taş ocağında çalışmak gibidir bu! Kendini unutmak, kendinden vazgeçmek, kendini kendinden özgürleştirmek. Aşkta özgürlük yoktur. Hatta insan kafasındaki ideal kişiyi bulsa bile, bu kişi yanlış parfümü sürecektir, o kızarmış et sevecek ve sizin salatalarınıza gülecektir, oraya buraya çorap ve pantolonunu bırakacaktır. Hep acı çekmek gerekecektir. Acı çekmek mi?! Aşk yüzünden... bu kompozisyon yüzünden... Ben bu emeği vermek istemiyorum, kendi kendime güvenmek daha kolay.