"Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz. Biz neşatın da gâmın da rüzgârın görmüşüz" Zaman bağının baharını da gördük ,güzünü de ;üzerimizden neşe rüzgarları da geçmiştir gam fırtınaları da.
Sayfa 21 - Babıali Kültür Yayıncılık BKYKitabı okudu
"Bağ-ı dehrin hem hazânın hem bahârın görmüşüz
Biz neşâtın da gâmın da rüzgarın görmüşüz"
Urfalı Şair Yûsüf Nâbî
(Zaman bağının baharını da gördük, güzünü de; üzerimizden neş'e rüzgarları da geçmiştir gam fırtınaları da.)
Bir hadeng-i cân-güdaz-1 ahdir sermayesí
Biz bu meydanın nice çåbük-süvarın görmüşüz
[O garipler ki bütün sermayeleri can yakıcı bir âh silahından ibarettir ama, onu şöyle bir attıkları zaman, nice hızlı süvarilerin vurulup yere serildiklerini gördük.]
Urfalı Şair Yusuf Nabi
Çok da mağrûr olma kim meyhane-i ikbâlde
Biz hezârân mest-i mağrûrun humârın görmüşüz
(Mevki sahibi olunca zafer sarhoşu oluverme. Zîrâ böylesine (sarhoş) olup abah olunca da baş ağrısı çeken binlercesini görmüşlüğümüz var.)
Bağ-ı dehrin hem hazânın hem baharın görmüşüz
Biz neşâtın da gamın da rüzgârın görmüşüz
Çeviri:
Biz, bu dünya bahçesinin hem baharını, hem de sonbaharını görmüşüz. Biz, Sevincin de kederin de yaşandığı günleri görmüşüz.
Urfalı Şair Nabi.
URFALI ŞÂİR YÛSÜF NÂBÎ
Urfalı büyük şâir Yûsüf Nâbî (vefat 1712), çağdaşı olan Çorlulu Ali Paşa’nın kararıyla evi yıkılıp perîşân olunca aşağıdaki gazeli yazmış. Derler ki; “keşke yüz evi olup yüzü de yıkılsaydı da Nâbî’den, böyle yüz eser kalsaydı.”
Bu şiire çok sonraları yapılan nazire ve tahmisler cidden kayda değer evsaftadır.
Bâğ-ı dehrin