Hasretinden Prangalar Eskittim, 1968 yılında yayınlanmış Ahmet Arif’in ilk ve tek şiir kitabıdır. O tarihten bu güne kadar defalarca yeni baskılar yaptı. Yayınladığı dönemde oldukça ses getirmiştir. Özellikle devrimci ve sosyalist çevrelerde oldukça etkili bir soluk oldu.
Bazı insanların Ahmet Arif şiirlerini çok farklı şekilde algıladıklarına şahit oldum. Demek istediğim şu; Ahmet Arif şiirleri, sevgililere okunacak romantik şiirler değildir. Aksi şekilde düşünenler büyük bir yanılgı içindedirler.
Cemal süreya, Ahmet Arif ile ilgili yazdığı bir yazıda; “o, dağları söylüyor. Uyrukluk tanımayan, yaşsız dağları “âsi" dağları. Uzun ve tek bir ağıt gibidir onun şiiri. "Daha deniz görmemiş" çocuklara adanmıştır. Kurdun kuşun arasında, yaban çiçekleri arasında söylenmiştir, bir hançer kabzasına işlenmiştir. Ama o ağıtta, bir yerde, birdenbire bir zafer şarkısına dönüşecek miş gibi bir umut (bir sanrı, daha doğrusu bir hırs), keskin bir parıltı var dır. “
Ahmet Arif’in şiirlerinde hep bir isyan, bir öfke, haksızlığa karşı bir itiraz vardır. Her şiiri ayrı bir destandır. Doğmuş olduğu coğrafyanın daima sesi ve çığlığı olmuştur.
Ahmet Arif, “OTUZÜÇ KURŞUN” şiirini yazan şairdir.
Kitabı değerlendireyim derken Ahmet Arif’i anlattım gibi bir şey oldu. Ahmet Arif ve şiirleri birbirleriyle öylesine özdeşleşmiş ki, benim için ikisi de aynı. Açıkçası, Ahmet Arif ve şiirleri üzerine ne yazsam, ne yazılsa eksik kalır. Büyük ustaya saygıyla, Özlemle....Ve son.