...uyuşturucu maddeler, hem mutlu olmak hem de dertlerden uzaklaşmada öylesine etkilidir ki gerek bireyler gerekse toplumlar, libidolarının idaresini kısmen ona emanet etmiştir...
Freud kalitesine diyecek birşey yok zaten. Çok kaliteli bir deneme olmuş. Birçok konu üzerine özgün fikirler mevcut. Uygarlığın ne olup olmadığı kesin çözüm olup olmadığı üzerine yazılmış satırlar arasında kayboluyorsunuz. Şiddetle tavsiyedir
Aşkın zirvesinde, benlik ile duygunun nesnesi arasındaki sınır neredeyse yok olmaktadır. Aşık insan, duyuları tam aksini söylese de "Ben" ile "sen"in bir olduğunu iddia eder ve hakikat buymuşçasına hareket etmeye de razıdır.
Din, seçim ve uyum sağlama oyununu kısıtlar, çünkü herkese kendi mutluluk edinme ve acıdan korunma yolunu dayatır. Tekniği, yaşamın değerini düşürmek ve gerçek dünyanın tasarımını sanrılı bir biçimde çarpıtmaktır; bunun da ön koşulu zekanın sindirilmesidir. Bu bedel sayesinde, ruhsal bir çocuksuluğu zorla sabitleştirme ve kitlesel bir sanrıya dahil etme yoluyla, din pek çok insanı bireysel nevrozdan uzak tutmayı başarır. Ama bundan daha fazlasını da pek başaramaz. Söylemiş olduğumuz gibi, insanları mutluluğa götürebilecek pek çok yol vardır, ama insanı mutluluğa götüreceği kesin olan hiçbir yol yoktur. Din bile vaadini yerine getiremez. Mümin "takdiri ilahi"den bahsetmek zorunda kaldığında, acı karşısında kendisine son avuntu olanağı ve haz kaynağı olarak yalnızca koşulsuz boyun eğmenin kalmış olduğunu itiraf etmiş olur.
Birlikte işlenmiş suçun suç ortaklığı üzerinde, din suçluluk duygusu ve pişmanlık üzerinde, ahlak da kısmen böyle bir toplumun gereklilikleri, kısmen de suçluluk duygusundan ileri gelen tövbe duygusu üzerinde durmaktadır.