Eğitimin Batı'da nasıl işlediğine yabancıyım fakat Doğu'da içini doldurmadığı çok açık. Yalnızca verilen emirleri yerine getirmeye, beynin ürettiği açmazları törpülemeye yönelik bir eylem gibi. Eğer eğitimden kastımız bulanık gözüken kuramları, teorileri beynimize durmadan istiflemek, biçilmiş bir hat üzerinden yürümek ise, gelişimin askıda kalacağını kestirmek zor olmamalı. Belirli bir prototip üzerinden kendini tekrarlayan hiçbir canlının gelişmiş bir ürün yaratabildiğine şahit olmadık. Fakat buna rağmen ısrarla belirli bir hat üzerinden yürütülmeye devam ediyoruz. Bu yürütülme adeta bir totem haline bürünmüş, milletler olarak bütün değer yargılarımız bu durum etrafında şekillenmiştir. Eğitim, tenkit ve merakın milyonlarca ışık yılı uzağında, kanlı bir gladyatör arenası misali türlerin çarpıştığı ve ancak seçkin bir azınlığın hayata tutunabildiği vahşi bir seçilime dönüşmüştür.