Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Fernando Pessoa // Tanrım Beni Çocuk Yaratmış
Tanrı beni çocuk yaratmış. Düş kurmakla geçti ömrüm. Hayatımın anlamı buydu,evet, yalnızca buydu. İç hayatımın dışındaki hiçbir şeye dönüp bakmadım.Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi unutmamla eriyip gitti. Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim.Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları. Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terketmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine rengarenk makaralar ya da - içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar büyük bir atın yada filin de olduğu - satranç taşları dizmiyorum artık, ama özlüyorum... bugün düş evrenime, kışın şöminenin başında ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum keyfimce. İçimin derinliklerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa sahip.
Fernando Pessoa'dan bir alıntı üzerine
Uzun bir aradan sonra, sonunda bazı değer verdiğim şeylerle tekrar ilgilenmeye başlayabileceğim. Bu durum karşısında ise ilk defa bu kadar tedirginim. Çünkü hayatımın büyük bir kısmında bu uğraşımı sadece kendi çok yakın arkadaşlarımla paylaşmıştım. Şimdi ise yine bu yakın çemberimdeki arkadaşlarımın ısrarı ile bu yola giriyorum. Bugün üzerine
Reklam
Eee malum..., sizin de bildiğiniz üzere -işi gücü bırakıp benim kitap gündemimi takip ettiğinize eminim- Saatleri Ayarlama Enstitüsü bitmek üzere. Buna mukabil bu kafaca okunmaya aday iki kitap var : Huzursuzluğun Kitabı ve Geceyarısı Çocukları. İkisini de ayrı ayrı pek merak ediyorum. İtiraf etmem gerekirse iki yazarı da daha önce okumadım. Ama Huzursuzluğun Kitabı ile Fernando Pessoa bu yarışta bir miktar önde. O sebepten de sanırım bu hesaptan bir süre Pessoa paylaşımlarına tanık olacaksınız. Şu hayatta en büyük derdimiz "acaba hangisini okusam?" sıkıntısı olsun, memleketimin ve dahi dünyanın kitap okuyan güzel insanlarına selamlar !
Kader insana verilen òzgürlüktür...
Özgürlük ve kader nasıl buluşur, nasıl dönüşür? Rollo May, özgürlükle, yaşamın doğal ve kendi koyduğu (örneğin kültürel) sınırlar içinde seçim yapma kapasitesini kastetmiştir. Özgürlük aynı zamanda sorumluluk anlamına da gelir; çünkü May’in de belirttiği gibi, eğer bize seçme gücü verildiyse, bu gücü kullanmak da bizim görevimiz değil midir? O
HUZURSUZLUĞUN KİTABI FERNANDO PESSOA Bu kitabı okumaya cesaretiniz varsa; önce gökyüzüne uzun uzun bakınız. İçinize bir mavi bulaşmıyorsa; lütfen kitabı usulca kitaplığınızın arka sıralarına bırakınız. Çünkü; içiniz gri ise siyaha dönüşebilir. Hayatta durduğunuz yere ayaklarınız tam basmıyorsa güçlü bir tekme takabilir.        Bir insanın iç
Ne kadar garip aşk, başlamadan dünyanın en kötü durumunda olduğunu hissediyorsun. Kurtarıyor seni, boğulmakta olduğun okyanustan çıkartıyor. Sonrasında o okyanusa gittiğinde daha da nefessiz kalıyorsun, elinden tutmak seni çıkarmak isteyenlerin ellerini tutamıyorsun. Ne olursa olsun onun elini arıyorsun. Gelip gelmeyeceğini bilmesen de o okyanusta nefessiz bir şekilde bekliyorsun. Yaşamıyorsun, yaşayamazsın da. Seni yaşatacak tek şey onun o eli, seni hayata döndürmesi. Başka bir elin beni bu okyanustan asla çıkaracağını zannedemiyorum. Pessoa da öyleymiş zaten Ophelia'ya son mektubunu yazdıktan sonra başlamış Huzursuzluğun Kitabı'na... Önceki alıntıları tabii ki var ama aşk dönemindeyken ne kadar da mutluymuş. Aşk insanı kurtarsa bile daha derine boğuyormuş. Günden güne daha çok öğreniyorum bunu. Daha nefessiz kalıyorum.
Reklam
FERNANDO PESSOA - BİR KAÇAĞIM BEN
Çoğumuzun Huzursuzluğun Kitabı ile bildiğimiz Pessoa da istenenler arasındaydı. Kendisinin aşağııdaki şiirini Cevat Çapan çevirisiyle ekledik listeye. İyi okumalar. I Bir kaçağım ben. Doğduğum günden başlayıp el etek çektim kendimden, kıldım beni bana dönek. Gerekliyken yorgun düşmek aynı yerde olmaktan neden yorgun düşmemek kendine
Bir kaçağım ben. Doğduğum günden başlayıp el etek çektim kendimden, kıldım beni bana dönek. Gerekliyken yorgun düşmek aynı yerde olmaktan neden yorgun düşmemek
Huzursuzluğun Kitabı / Fernando Pessoa
"Anlamak için, kendimi yok ettim. Anlamak, sevmeyi unutmaktır. Leonardo da Vinci, insan bir şeye ancak anladıktan sonra nefret ya da sevgi duyabilir, demiş. Bundan daha yanlış, aynı zamanda da daha manâlı bir söz bilmiyorum. Yalnızlık umudumu kırıyor; yanımda birilerinin olması üzerime ağırlık yapıyor. Başkalarının varlığı düşüncelerimi
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.