Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
hiçbir şey değilim. hiçbir şey de olmayacağım. bir şey olmayı istemem. ancak, dünyanın bütün düşleri var bende.
Okuma Listem
DÜNYA EDEBİYATI 📚 *HOMEROS İlyada Destanı ✓ Odysseia Destanı ✓ *DANTE ALİGHİERİ Yeni Dünya✓ İlahi Komedya✓
Reklam
Hissetmek ne renktir acaba?
“Hissetmek ne renktir acaba?” Sizi binlerce kez kucaklıyorum, kalbim sizinle, daima sizinle.” Bu cümlelerin altındaki dipnot ile canım bir kez daha yanıyor. Fernando Pessoa 1916 da bir arkadaşına yazdığı mektubu bu şekilde bitirmiş. Dipnotta ise bu mektubu alan arkadaşının altı hafta sonra intihar ederek yaşamını kaybettiği yazıyor. Daha kitabın
ben böyleyim işte, işe yaramaz ve duyarlıyım, ister iyi olsun ister kötü, soylusundan ya da bayağısından bütün coşkulara olanca varlığımla kaptırabilirim kendimi – ne var ki asla kalıcı bir duygu, asla ruhun özüne nüfuz eden, kalıcı bir heyecan duyamam. pessoa
Fernando Pessoa // Tanrım Beni Çocuk Yaratmış
Tanrı beni çocuk yaratmış. Düş kurmakla geçti ömrüm. Hayatımın anlamı buydu,evet, yalnızca buydu. İç hayatımın dışındaki hiçbir şeye dönüp bakmadım.Hayatımdaki en büyük üzüntüler, gönlüme bakan pencereyi açıp oradaki bitip tükenmez kaynaşmayı seyrederek kendimi unutmamla eriyip gitti. Baştan beri sadece hayalci olmayı istedim.Yaşamaktan bahsedenleri yarım kulak dinledim. Olduğum yerde olmayana, asla olamadığım şeye ait oldum hep. Ne kadar değersiz olursa olsun, ben olmamak kaydıyla her şeyi şiirsel buldum. Ben, bir tek hiçlik'i sevdim. Düşünü bile kuramayacaklarımı arzuladım sadece. Hayat akıp gittiğini hissettirmeksizin bana şöyle bir değip geçsin istedim. Aşktan tek dileğim, uzak bir düş olarak kalmasıydı. Tamamen gerçek dışı olan gönlümdeki manzaralarda bile hep uzaklar cazip geldi, gittikçe silinerek neredeyse ufka uzanan su kemerlerinde, manzaranın geri kalanında olmayan bir düş dinginliği vardı; işte bu dinginliğin hatırına sevdim onları. Kendime bir düş dünyası kurma saplantısı hiç terketmedi beni, öldüğüm güne kadar da sürecek. Çekmecelerimin dibine rengarenk makaralar ya da - içlerinde bazen çekmeceye sığmayacak kadar büyük bir atın yada filin de olduğu - satranç taşları dizmiyorum artık, ama özlüyorum... bugün düş evrenime, kışın şöminenin başında ısınırcasına, iç dünyamda yaşayan capcanlı yaratıkları diziyorum keyfimce. İçimin derinliklerinde yığınla dostum var benim, her biri kendine has, gerçek, sınırları gayet iyi çizilmiş ve hep yarım kalmış bir varlığa sahip.
Istırap molası
Her şey beni yoruyor, yormayan şeyler bile. Neşeyle acının tadı, benim için bir. Ne kadar da isterdim bir bahçedeki havuzda, kâğıttan gemilerini yüzdüren bir çocuk olmayı, bir de asma kameriyesi olsun üzerimde, kameriyenin kafesi sığ sulardaki koyu yansımaların arasında, ışıktan ve yeşil gölgelerden bir dama tahtası çizsin. Hayatla aramda ince
Reklam
Pessoa ve felsefesi
Seyahat fikri midemi bulandırıyor. Hiç görmemiş olduğum her şeyi göreli çok oldu. Henüz görmemiş olduğum her şeyi göreli çok oldu. Sürekli yenilenmenin sıkıntısı, varlıklar ve fikirler arasındaki aldatıcı* farkların altında her şeyin hep aynı olduğunu keşfetmenin sıkıntısı, caminin, tapınağın ve kilisenin aynı olması, yoksul bir kulübeyle sarayın
YÜKSEK DUVARLI HAPİSHANE
Gel bakalım sevgili okur, uzak kalma ‘Vişne Ağacı’mın gölgesine. Otur şöyle hem dinlen hem biraz konuşalım. Bugün söyleyeceklerim hayatını değiştirmene yardımcı olabilir. Bir hapishaneden bahsedeceğim sana bugün. Kimsenin görmediği ama derinden hissettiği yüksek duvarlı bir hapishaneden? Öyle bir hapishane ki bu… Müebbet gibi ne affı var ne de
Eee malum..., sizin de bildiğiniz üzere -işi gücü bırakıp benim kitap gündemimi takip ettiğinize eminim- Saatleri Ayarlama Enstitüsü bitmek üzere. Buna mukabil bu kafaca okunmaya aday iki kitap var : Huzursuzluğun Kitabı ve Geceyarısı Çocukları. İkisini de ayrı ayrı pek merak ediyorum. İtiraf etmem gerekirse iki yazarı da daha önce okumadım. Ama Huzursuzluğun Kitabı ile Fernando Pessoa bu yarışta bir miktar önde. O sebepten de sanırım bu hesaptan bir süre Pessoa paylaşımlarına tanık olacaksınız. Şu hayatta en büyük derdimiz "acaba hangisini okusam?" sıkıntısı olsun, memleketimin ve dahi dünyanın kitap okuyan güzel insanlarına selamlar !
Lidia, hiçbir şey bilmiyoruz biz. Yabancıyız Nerde yaşarsak yaşayalım, herşey yabancı, ne de konuşan var dilimizi. Gel biz kendimiz bir sığınak yaratalım, Ve el çekelim dünyanın incitmesinden, gürültüsünden. Aşk daha ne isteyebilir başkalarına kapıyı açmamaktan öte? Bilinmezlikte açılan bir giz gibi, Kutsal bir sığnak olsun bize.. Fernando pessoa
Reklam
Mário de Sá-Carneiro ’ ya mektup *
14 Mayıs 1916
Fernando Pessoa
Fernando Pessoa
Bugün size bu satırları duygusal bir ihtiyaçtan ötürü, sizinle karşılıklı konuşabilmek için yanıp tutuştuğum için yazıyorum. Kolayca tahmin edebileceğiniz gibi, söyleyecek hiçbir şeyim yok. Dipsiz bir bunalımdayım bugün – hepsi bu. Sözlerimin saçmalığı halime tercüman olsun. Asla bir geleceğe sahip olmamış olduğum
TÜTÜNCÜ DÜKKANI hiçbir şey değilim. hiçbir şey de olmayacağım. bir şey olmayı istemem. ancak, dünyanın bütün düşleri var bende. odamın pencereleri,
Kader insana verilen òzgürlüktür...
Özgürlük ve kader nasıl buluşur, nasıl dönüşür? Rollo May, özgürlükle, yaşamın doğal ve kendi koyduğu (örneğin kültürel) sınırlar içinde seçim yapma kapasitesini kastetmiştir. Özgürlük aynı zamanda sorumluluk anlamına da gelir; çünkü May’in de belirttiği gibi, eğer bize seçme gücü verildiyse, bu gücü kullanmak da bizim görevimiz değil midir? O
Fernando Pessoa'dan bir alıntı üzerine
Uzun bir aradan sonra, sonunda bazı değer verdiğim şeylerle tekrar ilgilenmeye başlayabileceğim. Bu durum karşısında ise ilk defa bu kadar tedirginim. Çünkü hayatımın büyük bir kısmında bu uğraşımı sadece kendi çok yakın arkadaşlarımla paylaşmıştım. Şimdi ise yine bu yakın çemberimdeki arkadaşlarımın ısrarı ile bu yola giriyorum. Bugün üzerine
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.